
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. ' Şirket adresten ayrılmış dahi olsa bildirdiği adresine yapılan tebligat geçerli sayılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca tüzel kişinin vekille temsil edilmesi durumunda tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine değil, tüzel kişiyi temsil eden vekiline yapılacaktır.
Tebligat Kanunu 7/a-7 maddesine göre; ‘Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.’ Zorunlu olarak elektronik ortamda tebligat yapılması gerekenler listesinde sayılmıştır.
Anonim, Limited şirketler özel hukuk tüzel kişisi olduğundan elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.
Belediyeye ait tebligatlara belediye başkanına veya avukat varsa ona yapılır. Köye ait tebligatlar muhtara yapılır. Tüzel kişinin yetkili organı olağan iş saatinde orada değilse tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin hiyerarşik olarak yetkili temsilciden sonra gelen birisi olmalıdır.
Belirtilen hususlar tebliğ mazbatasına mutlaka yazılmalı, yetkili temsilcinin mutat iş saatlerinde o yerde bulunmadığı açıklanmalı, yukarıda belirtilen sıraya uygun olarak evrak işleri ile görevli ve yetkili memur veya müstahdemin, o da yoksa o yerde çalışan memura tebliğ yapıldığı tebliğ mazbatasına yazılmalı ve memura imzalatılmalıdır.
Belirtilen sıraya uygun olmadan yapılan tebligatlar usulsüz tebligat olup, hiçbir şekilde hukuki sonuç doğurmayacaktır.
Şirketin şubesine yapılan tebligat geçerli midir?
Öncelikle takip konusu alacağın borçlu şirketin şubesinin bir işleminden veya düzenlemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır. Şayet takip konusu çek ile ilgili işlem (Ciro) şube tarafından yapılmışsa yapılan bu tebligat geçerlidir.
Emsal Karar
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2013/15646
KARAR: 2013/23563
GEÇERSİZ TEBLİGAT
ÖDEME EMRİNİN ŞİRKET YETKİLİSİ OLMAYAN KİŞİYE TEBLİĞİ
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu şirket tarafından usulsüz tebligat iddiası ile birlikte yasal süresi içinde yetki itirazı ile şikayette bulunulduğu, mahkemece şirkete yapılan ödeme emri tebliği usulüne uygun kabul edilerek, esasa ilişkin itiraz ve şikayetlerin yasal süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK.nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun, borca ilişkin itiraz ve şikayetlerini sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının belirlenmesi halinde itirazın süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekir. Aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.
Somut olayda borçlu şirkete gönderilen örnek 10 ödeme emri tebligatının, yetkili olduğunu beyan eden E.A li imzasına tebliğ edildiği, oysa Ticaret sicil kayıtlarına göre şirket yetkilisinin H.G. olduğu, yetkili olduğu şerhiyle tebligat yapılan ..... nin şirket yetkilisi olmadığı gibi, asıl muhatap olan şirket yetkilisi H.G ’in adreste bulunmadığına yönelik tebligatta şerh de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu' nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olduğundan usulsüzdür.
Diğer taraftan 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilerek 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği halde tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunun kabulü doğru değildir.
O halde mahkemece öncelikle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilerek buna göre de borçlunun diğer itiraz ve şikayetleri süresinde olacağından işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2013/15646
KARAR: 2013/23563
GEÇERSİZ TEBLİGAT
ÖDEME EMRİNİN ŞİRKET YETKİLİSİ OLMAYAN KİŞİYE TEBLİĞİ
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu şirket tarafından usulsüz tebligat iddiası ile birlikte yasal süresi içinde yetki itirazı ile şikayette bulunulduğu, mahkemece şirkete yapılan ödeme emri tebliği usulüne uygun kabul edilerek, esasa ilişkin itiraz ve şikayetlerin yasal süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK.nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun, borca ilişkin itiraz ve şikayetlerini sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının belirlenmesi halinde itirazın süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekir. Aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.
Somut olayda borçlu şirkete gönderilen örnek 10 ödeme emri tebligatının, yetkili olduğunu beyan eden E.A li imzasına tebliğ edildiği, oysa Ticaret sicil kayıtlarına göre şirket yetkilisinin H.G. olduğu, yetkili olduğu şerhiyle tebligat yapılan ..... nin şirket yetkilisi olmadığı gibi, asıl muhatap olan şirket yetkilisi H.G ’in adreste bulunmadığına yönelik tebligatta şerh de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu' nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olduğundan usulsüzdür.
Diğer taraftan 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilerek 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği halde tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunun kabulü doğru değildir.
O halde mahkemece öncelikle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilerek buna göre de borçlunun diğer itiraz ve şikayetleri süresinde olacağından işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sosyal Bağlantılar