Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Bilirkişiler Raporlarında Yorum Yapamaz

Bilirkişi hukuki değerlendirme yapabilir mi?

Bilirkişi Kanunu 6754 sayılı

Kanunun 3/2 maddesinde, "...(2) Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz."

Aynı kanunun 2. maddesi b fıkrasında Bilirkişi: "Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde oy ve görüşünü sözlü veya yazılı olarak vermesi için başvurulan gerçek veya özel hukuk tüzel kişisini, " şeklinde tanımlar

Temel ilkler başlığı altında da şunları belirtir.

 MADDE 3- 

(1) Bilirkişi, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirir.
(2) Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz.
(3) Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.
(8) Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ile bu Sisteme entegre bilişim sistemleri veya yazılımlar vasıtasıyla ulaşılabilen bilgiler veya çözülebilen sorunlar için bilirkişiye başvurulamaz.
  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu 6100 Sayılı Kanun

BEŞİNCİ BÖLÜM 

Bilirkişi İncelemesi Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller
MADDE 266- (1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez. 

Örnek Kararlar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
2017/608 E., 2019/810 K., 27.06.2019 T.

03.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren Bilirkişilik Yönetmeliği’nin 5. maddesi: “… (2) Bilirkişi, Raporu’nda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz. (3) Genel bilgi veya tecrübeyle ya da Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda Bilirkişi’ye başvurulamaz …” şeklinde düzenleme içermektedir. Görüldüğü gibi, Hâkim; çözmek zorunda olduğu uyuşmazlıkta, ancak konusu hukuki bilgi dışında özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren durumlarda Bilirkişi İncelemesi’ne başvurur.

Bilirkişi raporunda Yargıtay kararlarına dayanıyorsa bu iş bilirkişilikten çıkıp hakimin yerine geçmek gibi bir durum alır.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
ESAS NO: 2003/9-12
KARAR NO: 2003/55
KARAR TARİHİ: 05.02.2003

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275 ve devamı maddelerinde, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurulacağı, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan hallerde bilirkişi dinlenemeyeceği, hakimin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığı belirtilmiştir. Bu bağlamda, bilirkişinin delilleri takdir yetkisinin bulunmadığı, delillerin takdir yetkisinin yalnız hakime ait olduğu, bilirkişinin sadece mahkemece tespit edilmiş olan maddi vakalar hakkında görüş bildirebileceği açıktır.
Somut olayda bilirkişi, tanıkların kesin beyanda bulunmadıklarını, beyanların işvereni bağlayıcı nitelikte olmadığı gerekçesiyle davacının ikramiye alacağı bulunmadığını bildirmiş ve mahkemece bu rapora dayanılarak ikramiye alacağı talebi reddedilmiştir.
Ne var ki, delillerin takdiri mahkemeye ait olup, bilirkişinin kendisine verilen görevi aşarak delilleri değerlendirmesi ve buna göre rapor düzenlemesi yukarıda açıklanan kanun hükümlerine aykırı olduğu gibi, hukuki bir sonuç da doğurmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi nedeniyle davalı yararına, usulü. kazanılmış hak oluştuğu yönündeki direnmesi isabetsizdir.

*******

Görüldüğü üzere bilirkişinin hukuki nitelendirme ve hukuki değerlendirme yapması yasal olarak mümkün değildir. Ayrıca hakimin genel bilgi ya da tecrübesiyle veya hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözülebilecek olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı bir sonraki maddede de açıkça düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 279/4. maddesinde ise bu husus “Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında, hukuki değerlendirmelerde bulunamaz.” şeklinde temel kanunda da açıkça yerini bulmuştur.

"Bilirkişiler, kendilerini sadece Hakimler yerine koymakla kalmayıp, hem Hakim hem de sanki ve adeta taraflardan biri olduklarını hissettirecek türde yanlı, sübjektif, eşit mesafede durmaktan uzak, adaletten bihaber, uzmanlık konusu esasında ve bunla sınırlı olmayan, Hakimin kendisine tevdi ettiği görev kapsamı dışında ve bazen de ilgisiz, bilimsel temele oturtulmamış, uzman bir kimseden beklenen neden-sonuç kavrayış zekası ve gerekçelendirmelerinden uzak, özensiz, sığ ve yargılamada hükme esas alınamayacak derecede hatalı ve yetersiz raporlarla karşılaşılmaktadır."(1)

Bilirkişiyi şikayet hakkı vardır

(HMK m. 286).

Bilirkişinin hukuki sorumluluğu HMK m.285 te kasten ve ağır ihmal suretiyle gerçeğe aykırı beyan vermesi sonucu raporun hükme esas alınarak taraflardan birinin zarar görmesi sonucunda devlete karşı açılacak dava ile doğmaktadır. Devlete karşı açılacak tazminat davası kararın verildiği ilk derece mahkemesinin yargı çevresindeki bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde görülür 

Kaynaklar :