Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Banka Borçlusu Ölürse Borcu Kim Öder

Aşağıda iki farklı karar örneği bulunan banka borçlusunun ölümü halinde kalan banka borcunun kimler tarafından ödeneceği konusunda çok sorulan soruya cevap arayacağız

Bankaya olan borcunu ödemeden ölen kişini hayat sigortasını yaptırıp yaptırmadığı önemlidir. Bu sigorta yapılmış olsa da sözleşme şartları nelerdir, bilinmesi gerekir. Hatta sözleşmede sağlık durumu ile ilgili bilgiler yoksa o zaman durum ne olur,  bu bile sonucu etkiler. Sigorta yapılırken hayat sigortası mı, kredi ödeme sigortası mı yapıldığı da öğrenilmelidir.
Normal şartlarda bilinene göre hayat sigortası yapılmış olması halinde ölen kişinin kalan borcun yükümlülüğü sigorta şirketine geçmektedir. 
Hayat sigortası yapmış olsa da,borçlu mevcut bir hastalığı var ve bunu gizleyip poliçe imzalamışsa, ölümü sonrası bu durum ortaya çıkarsa sigorta şirketi borcu ödemez.
Hayat sigortası yapmış olsa da, borçlu intihar ederse/ öldürülürse sigorta şirketi borcu ödemez.
Kredi çeken kişinin vefatı halinde sigorta şirketi kredi borcu ödemesi yapmak için ölüm nedeni belgesini ister. Eğer ölüm nedeni açıklanmamış ise; sigorta şirketi otopsi ister. Şüpheli olarak kişi vefat etmiş ise; netlik olmadığı için sigorta şirketi kredi borcunu ödemez. Çünkü kişi sigorta şirketinden para alabilmek için öldürülebilir. Kişi intihar edebilir. Bu yüzden de sigorta şirketi ölüm nedeninde kanıt arar.
Vefat eden kişi kredi almadan önce sağlık problemi yoksa kredi kullandıktan bir süre sonra ağır bir hastalığa tutulursa (salgın hastalık, kronik hastalık, kaza, sel, deprem gibi doğal afetlerden kaynaklanması vs gibi) Sigorta şirketi ilk olarak hastalığın ne zaman başladığının resmi belgesini ister. Şayet kredi çekmeden önce böyle bir rahatsızlığı kanıtlanmış ise; kredi borcunu şirket ödemez. Çünkü hastalığını poliçede belirtmeyerek ölen kişi sigorta şirketine yalan söylemiş konumunda yer alır. Yalan bilgi bildiriminden dolayı sigortanın kredi borcunu ödememe hakkı vardır. 
Hayat sigortası yapmış olsa da, poliçede sağlık durumu belirtilmemiş ve banka bunu es geçmiş ise sigorta şirketi borcu ödemez, borç banka ve mirasçılar arasında bölüşülür. ( Bakınız Aşağıda yer verdiğimiz Yargıtay kararı)
Sigorta bankanın verdiği borcu teminat almak almak amacıyla yapılabilir..Hayat sigortası olarak kabul edilmeyen bu sözleşme şeklinde ise ödenen borç sigortadan istenemez.
Bu örnekleri artırabiliriz.
Bunun için yapılan sigorta poliçesinin çok ama çok iyi şekilde incelenmesi gerekir.
Sigorta yoksa...
Eğer borçlu kişi kefil göstermişse, borç kefilden tahsil edilmektedir.
Eğer, hayat sigortası yapılmamışsa, kefil de yoksa kalan borcun ödenmesi mirasçılarına kalır. Mirasçılar reddi miras yaparlarsa bundan kurtulur, yapmazlarsa bu borcu ödemek zorunda kalırlar.

Emsal karar örnekleri

T.C
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2016/27243
KARAR NO:2019/4131
KARAR TARİHİ:28/03/2019

MURİSİN KULLANDIĞI TÜKETİCİ KREDİSİ BORCUNDAN DOLAYI HAYAT SİGORTASI OLMASINA RAĞMEN MİRASÇILARA MÜRACAAT EDİLMEYECEĞİ.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalıların murisleri … ile imzalanan İhtiyaç … sözleşmesi neticesinde … kullandırılmış olduğunu, borçlu …’ın vefatı üzerine, 29/08/2014 tarihinde, borçlunun mirasçılarına muacceliyet ihtarnamesi tebliğ edildiğini, bakiye borcun 1 hafta içerisinde ödenmesi için süre verildiğini, verilen süre içerisinde borç ödenmediğinden borcun tahsili için murisin yasal mirasçıları hakkında icra takibi başlatıldığını, mirasçıların bu takibe itirazda bulunduğunu ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, tüketici kredisinden doğan alacak için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka, davalıların murislerine ait … borcunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminde bulunmuş, davalı mirasçılar ise, murislerinin kanser hastası olduğunun davacı banka tarafından bilindiğini, … kullananın yaşamsal riski karşısında sigortalandığını, riskin gerçekleşmiş olması nedeniyle ödenmeyen … borcunun sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, murisleri …’ın terekesinin borca batık olmasından, yani aktif terekesi olmayan murisin mirasını ayrıca reddetmeye gerek olmadığından, doğal olarak murislerinin mirasını reddetmiş sayıldıklarını, bu durumda borçtan sorumlu olmadıklarını savunmuşlardır.
Mahkemece, muris …’ın 28/02/2014 tarihinde vefat ettiği, dava konusu … sözleşmesine bağlı olarak düzenlenmiş bulunan ve ….11.2013-06.11.2017 tarihini kapsayan hayat sigortasının teminat süresi içerisinde vefatın yani rizikonun gerçekleştiği, davacı bankanın poliçede daini mürtehin sıfatı bulunması sebebiyle vefat tazminatının dava dışı sigorta şirketinden talep etme hakkının davacı bankada bulunduğu ancak kullanılmadığı, davacı bankanın sigorta şirketinden … bu vefat tazminatını talep etmeden müteveffa … mirasçıları hakkında icra takibi ve dava ikamesinin TMK. 3. maddesinde bahse konu edilen iyiniyet kurallarına, … sözleşmesinin 13. maddesine ve incelenen diğer mevzuata aykırı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık kullanılan … borcundan dolayı hayat sigortası olmasına rağmen mirasçılara müracaat edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, somut olayda hayat sigortası yapıldığı ve priminin ödendiği, murisin poliçeler üzerinde banka lehine dain ve mürtehin hakkı tesis ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı banka mirasçılara karşı icra takibine geçtiğini ve davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini beyan ederek eldeki davayı açmış ise de sigorta poliçelerinin üzerinde davacı Banka’nın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin 01.08.2014 tarihli menfi yanıtına karşı hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılması yerinde değildir. Mahkemece, bu husus gözetilerek vaktinden evvel açıldığı anlaşılan davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı ve davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davacı ve davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Poliçede sağlık durumu boş bırakılırsa...

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/8602
KARAR: 2013/18042

TÜKETİCİ KREDİSİ KULLANAN BORÇLUNUN KALP KRİZİNDEN ÖLMESİ
SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU
BANKANIN SORUMLULUĞU
KUSUR DURUMUNUN BELİRLENMESİ

Taraflar arasındaki Tüketici Hakem Heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı banka, davalının murisi M...'ın tüketici kredisi aldığını ve Anadolu Hayat A.Ş. tarafından Hayat Sgortası yapıldığını, M...'un ölümü üzerine davalının, kredi borcunun sigortadan karşılanmasını istediğini ileri sürerek, 31.10.2011 tarihli tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının murisi tarafından, davacı bankadan 9.8.2010 tarihinde alınan tüketci kredisi için hayat sigortası yapıldığı ve murisin 6.12.2010 tarihinde vefatı üzerine; davalının, kredi borcunun sigortadan karşılanmasını istediği, ancak karşılanmadığı dosyadaki delillerden anlaşılmış olup, mahkemece, murisin imzaladığı sigorta poliçesinde sağlık beyanı kısmının boş bırakıldığı ve murisin önceden olan kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat ettiği gerekçesiyle, tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmiştir. İptal edilen Tüketici Hakem Heyeti kararı, murisin vefatından sonraki taksitlerin davalıdan istenemeyeceğini belirtmiştir. Sigorta Poliçesi için muristen prim tahsil etmesine rağmen murisi sigorta poliçesindeki sağlık beyanını doldurması için ikaz etmeyen Banka da müterafik kusurlu olduğundan, bununda dikkate alınarak zararın taraflar arasında paylaştırılması gerekirken; mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.