Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Yalova Atatürk Köşkünde Gizemli Oda.. Zehra Aylin ve Sırlar

Yalova Termal ilçesinde bulunan Atatürk Köşkü ziyaretçilere açıktır. Yıllar önce ücretsiz olan müzeye günümüzde ücretle ve ve randevulu olarak rehber eşliğinde giriyorsunuz. Rehber kısa sürede gezdirdiği müzeköşkte detaylara girmeden, anlata anlata gezdiriyor. Anlamsız şekilde fotoğraf ve kamera çekme yasağı her fırsatta dile getiriliyor. Oysa, böyle tarihi mekanlarda sadece flaşlı/projektörlü çekimler yasak olsa da basit bir cep telefonuna dahi engelleme getirilmiş. Bu sadece, görevlilerin abartması..

Alt kattan üst kata dolaştığınız köşkün ahşap zemini üzerinde ayak sesleri belirgin bir şekilde olsa da ister istemez yine de nefesinizi tutma ihtiyacı duyuyorsunuz. Odaları öyle detaylı bir gezme imkanı yok. Nedeni ise grubu kaçırarak rehberin anlatılarını kaçırabilirsiniz. 

Yine de en arkadan giderek biraz daha detay gördüğümüz ve rehberin de özellikle vurguladığı "intihar" ya da " cinayet" vurgusu dikkatimi çekmişti. Bu söz dizisi Zehra Aylin'in, yani Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk manevi kızı Zehra hanımın odasının önünde vurgulanmıştı.

Atatürk'ün kaç tane  manevi kızı olduğunu kesin tarih sayfaları arasında bulamazsanız da belli başlı olanları belli. Çoğunlukla bilinenleri bir kez daha hatırlayalım. Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çoban...

Zehra (Zöhre) Aylin.. Tarihçi Yazar Hüseyin Menç, bir söyleşisinde bu olayı anlatırken ‘Zehra Aylin’in ölümü gizemli ve mezarı da kayıp’’ diye ifade eder.. Neden bir ölüm gizemli olur, neden mezarı bulunamaz. Hem de, bir ülkenin ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı..

Zehra, manevi ilk kızı olmasına rağmen pek tanınmayan acı bir son ile hayatını tamamlamış, Amasya yetimler yurdundan alınma bir kızcağız. Anne babasını küçükken kaybetmiş. İki kız kardeşi olduğu belirtiliyor. Kimi kayıtlarda babası Yüzbaşı olup, Kurtuluş savaşında şehit olduğu söyleniyor.

Altı aylık bir yurt dışı serüveni ve ardından önce gemi, ardından Fransa'daki calais-paris ekspresiyle yolculuğu ve garip şekilde vefatı, mezarının bulunamayışı. İlginç olan intihar/cinayet her neyse bu haber Türkiye'deki gazetelerde yayınlanamıyor. Yasak ediliyor. Yurt dışında günlerce gündemde kalıyor. Ne kadar enteresan...

Fransa'nın Amnies şehrinde tren yolunda bulunan cenazesi... Takvimler 19 Ağustos 1935.. Sözde görgü tanıkları hızla giden trenden düştüğünü ifade etse de intihar mı, cinayet mi, kaza mı olduğu halen belirsiz. Hakkında son yıllarda yayınlanan yazı ve videolarda da kesin bir sonuca gidilmiyor.

Zeki ve inatçı biri olduğu vurgulanan, yurt dışına eğitime gönderilen, söz de derslerinde başarısız olduğu için kısa sürede yurda dönmesi istenilen/isteyen 18 yaşında bir kadın için o günlerdeki Fransız basını “Atatürk’ün kızı ve Osmanlı tahtının varisi kendini trenden atarak intihar etti” diye yazıyor. Polis kayıtları "kaza" diyor. Cenazesi İstanbul Maçka semtindeki Teşvikiye mezarlık alanına getiriliyor. "Sadece bir vali 4 hamal ile birlikte" denilse de bunun aslı olmadığı o günkü Cumhuriyet gazetesinde Atatürk'ün katılmadığı devlet töreni ile ifadeleri ile yalanlarcasına cenazesi kaldırılıyor.. 

Nedense "yok" olan bir mezar olarak ölümü gibi o da meçhul oluyor.

Olayın ,günün ve Zehra'nın tek şahidi olarak Londra Büyükelçisi Ali Fethi Okyar'da ya da arkadaşı / avukatı Refik denen kişide kilitleniyor

Bu konuda detaylı bir araştırmaya "refreshgidenfurion" rumuzuyla yazan ekşisözlükte rastlıyoruz. Merak edenler için link burada..

*****

Küçük Zehra kimdir?
Aile büyükleri 1877 yılı Rus Harbi sırasında Erzurum’dan göç etmiş ve Amasya’nın Karadağ Köyü’ne yerleşmişlerdir. Amasya Merkez Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre Mehmet Kızı Zehra 1912 doğumludur. Babası 1916’da, Annesi de 1917 yılında ölmüştür. 1913 doğumlu Nuriye (Nurdane) isimli bir kız kardeşi ile birlikte daha 5 yaşındayken yetim kalmıştır.
Annelerinin vefatı ile birlikte köyde yalnız kalan iki kardeş Amasya il merkezinde ticaretle meşgul olan akrabalarından Hacı Yakup’un yanına bırakırlar. Hacı Yakup Efendi kendisinin de zor şartlar karşısında hayatta kalma mücadelesi içinde emanetine bırakılan iki kız çocuğundan Zöhre’yi şehit çocuklarının barındırıldığı “Şefkat-i İslamiye Cemiyeti”ne verdi.

Erol Kara / @seyyaherol