Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Çağa Yakışmayan Uçak Yolculuğu


Geçtiğimiz günlerde Van - Antalya arasında yaptığım uçak yolculuğunda Türk Hava Yolları'nın hizmeti, uçakları ne kadar iyi ise yolculuk yaptığım THY ortaklı Alman SunExpress o kadar çağ dışı gelmişti.
Öncelikle Van'dan Antalya'ya aktarmalı seferler düzenleyen THY'yi kınamak istiyorum. Bu hattı ikinci üçüncü sınıf şirketlere bıraktığı için. Direk seferleri koymadığı için...
Bu bir
Bunu geçtik,
SunExpress de uçuş öncesi verilen emniyetli uçuş bilgilerinin halen canlı olarak el kol hareketleri ile anlatılması da komik gelmişti. Zaten, personel de bunu komik bulmuştu ki, başlamadan önce sahneye çıkan amatör gibi çekinceler içinde idi.
Bu iki..
Bunu da geçtik.
Koltuklarda kapalı devre ekran olmadığı gibi, bilgilendirici/vakit geçirten broşür, dergi gibi emtianın olmayışı da sıkıcı bir yolculuğa yol açmanın göstergesi gibi idi. Her ne kadar cep telefonu, tablet vs. yanınızda olsa da geçici olarak sizi oyalasa da internetsiz cihaz hiçbir işe yaramıyor, tabi..
Bugün karayolu yolculuğunda çalışan şehirlerarası otobüsler de bile bu imkan varken, uçaklarda olmayışı şaşırtıcı.. Hatta, bir çok şehirde belediye otobüslerinde bile kapalı devre yayın yapan ekranlar var..
Bu da üç..
Bunu da bir kenara bırakalım.
Asıl konuya geçelim..
Uçak kabin personelinin yiyecek/içecek satışı yapması..
Hani bir zamanlar şehirlerarası yolculuklarda otobüsler mola verirken otobüse dalan seyyar satıcılar var ya.. Onun biraz da kibarları uçaklarda ..
Otobüsler mola verirdi, içeriye giren satıcı elinde bulunan suları, simitleri, çörekleri, şeker , lokum, pişmaniye gibi ürünleri satardı ya..
O hesap...
Kimbilir hangi üniversiteyi bitirmiş kabin memuru önünde yiyecek/içecek servis aracını (trolley) itekleyerek bir yanda "çay var, kafe var, meşrubat, su " diyerek koltuklar arasında dolaşırken, hemen ardında bu kez elinde yemek menüsü kartını yolculara göstere göstere dolaşan bir başka kabin memurunun durumu içimi o kadar acıttı ki, bu durum çalışanlara zulümdür, diye düşündüm.
Ayrıca;
Daha önce rezerv yaptırmış, yiyecek içecek için ödeme yapmışlar dışında o an da ihtiyaç duyanların taleplerini kredi kartı ile ödemeleri de bir yana uçakta bulunan çocukların, hamile kadınların, şekeri olan insanların yanlarından geçip giden o kokulardan nasıl etkilendiğini dile getirmek istemiyorum.
Onların nefislerini, canı çekmelerinin verdiği tahribatı kimse telafi edemez.
Bir de yanlarında yeterince parası ya da bunları pahalı oluşundan ötürü alma imkanı bulunmayanlar.
Bugün Türk Hava Yolları ücretsiz ikramda bulunuyor.
Bazı kabin çalışanları zaman zaman sosyal medyadan bu hizmetin kaldırılmasını isteyen paylaşımlar yapıyor.
Bu daha az çalışma, yolcu ile ilgilenmeme, işten kaytarmanın öteki yüzüdür. Bu düşüncede olan kabin memurlarına sözüm, hizmet ağır geliyorsa istifa et ve başka yerde iş ara. Oraya gelene kadar kırk takla atıyorsun. İşe girince de ipe un serip yata yata para kazanma, kaytarma düşüncesiyle verilen hizmeti kötüleyemezsin.
THY bu mini ikramları yaparken gönül kazanıyor. 
Bugün şehirlerarası yolculuklarda en kötü firma bile en azından su dağıtırken SunExpress, Pegasus gibi ikinci sınıf uçak firmalarının suyu bile yolcuya çok görmesi zavallılığın dik alasıdır. 
Saatlerce süren, kapalı alanda, basınçlı ortamda bir insan yaşlı/genç - hasta/sağlam - hamile/çocuk herhangi biri bir bardak suya ihtiyaç duyabilir.
Yolcuyu uçurmak değil, misafir etmek, misafirin gönlünü kazanmak, müşteri memnuniyeti ilkelerinizde değilse gökyüzünü boşaltın.
Bu tür çağın gerisinde ve cimri firmaları istemiyoruz

Erol Kara / @seyyaherol