
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Ek Madde 4 – (Ek: 21/2/2001 – 4630/37 md.)
(Değişik üçüncü fıkra: 3/3/2004-5101/25 md.)“Dijital iletim de dâhil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla servis ve bilgi içerik sağlayıcılar tarafından eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin bu Kanunda tanınmış haklarının ihlâli halinde, hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlâle konu eserler içerikten çıkarılır. Bunun için hakları haleldar olan gerçek veya tüzel kişi öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlâlin durdurulmasını ister. İhlâlin devamı halinde bu defa, Cumhuriyet savcısına yapılan başvuru üzerine, üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlâle devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulması istenir. İhlâlin durdurulması halinde bilgi içerik sağlayıcısına yeniden servis sağlanır. Servis sağlayıcılar, bilgi içerik sağlayıcılarının isimlerini gösterir listeyi her ayın ilk iş günü Bakanlığa bildirir. Servis sağlayıcılar ile bilgi içerik sağlayıcıları, Bakanlıkça istendiği takdirde her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdür. Bu maddede belirtilen hususların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”
Kanun maddesini biraz daha açarsak;
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Ek 4. madde uyarınca, eser sahibinin öncelikle çevrimiçi ortamlarda kullanılan içeriğin paylaşımlarını yapan gerçek veya tüzel kişiye başvurması ve ihlâle konu içeriği 3 gün içerisinde kaldırmasını talep edebilmesi düzenlenmiştir. Bu uyarı sonucu içerik paylaşımında bulunan gerekeni yapmaz ve ihlale konu fiillerine devam ederse, telif hakkı sahibinin Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunarak üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlâle devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulmasını ister
5 Mayıs 2017 tarihinde FSEK’te Değişiklik Yapılmasına Dair bir Kanun Tasarısında Madde 77/B olarak “Bu Kanunda tanınmış hakları internet ortamında ihlal edilen hak sahipleri, hak sahipliğini ve ihlali gösterir bilgi veya belgelerle birlikte içerik sağlayıcısına veya yer sağlayıcısına internet sayfalarındaki elektronik posta veya diğer iletişim araçlarına göndereceği uyarıyla, ihlale konu içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan Cumhuriyet savcısına başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir…” diye düşünülmüşse de, tasarı kanunlaşmamıştır.
Madde 4'e göre, hak iddia eden kişi öncelikle uyar-kaldır uygulamasını yapacaktır.
Yukarıda yer verdiğimiz kanun maddelerinden görüldüğü gibi Uyar-Kaldır sistemi ya da uygulaması telif hakkı ile korunan bir içeriğin, herhangi bir internet sitesinde hak sahiplerinden izinsiz olarak yer aldığının tespit edilmesi halinde, eserin hak sahipleri veya yetkili temsilcilerinin, site yetkililerine uyarı göndermek suretiyle haksız içeriğin siteden kaldırılmasını yasal olarak talep etme sürecidir.
Buna göre, kendisine ait bir eseri herhangi bir yerde, kendisinden izinsiz olarak alındığını, yayınlandığını, çoğaltıldığını göre eser sahibi savcılıklara koşmadan önce, üçüncü şahsa ulaşarak eserinin kaldırılmasını talep edecektir. Yasa gereği bunu yapmayan kişinin de şikayet dilekçesini savcılıkların kabul etmemesi gerekmektedir.
Zira, Buna göre suçun eylem unsurunun gerçekleşmesi için içerik sağlayıcısının yalnızca FSEK’te korunan bir hakkı ihlal etmesi yetmeyip FSEK’in Ek Madde 4 hükmünün 3. fıkrası uyarınca hakları ihlal edilen kişilerin içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içerisinde ihlalin durdurulmasını istemeleri ve buna rağmen içerik sağlayıcısının ihlale devam etmiş olması gerekmektedir. Bu anlamda suç, üç günlük sürenin dolmasından itibaren işlenmeye başlayacaktır. Bunun doğal sonucu olarak da içerik sağlayıcıların gerçekleştirmiş oldukları ihlaller hak sahiplerince öğrenilmediği ve uyarı prosedürü tamamlanmadığı sürece cezai yaptırıma tabi olmayacaklarının da kabulü gerekmektedir. Bu konuda "buna göre de öncelikle ihlal teşkil eden içeriğin web sitesinden çıkartılması için davalıya ihtarname gönderilmesi zorunlu olup, ihtara rağmen söz konusu içerik web sitesinden çıkartılmadığı taktirde ancak davalının sorumluluğuna gidilebileceği," ( T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2013/11-1138 Karar: 2014/16 Karar Tarihi: 15.01.2014 ) yerel mahkemenin öngörüsü olarak ilgili kararda yer almıştır. Aynı kararda, suç konusunun tescil edilmiş şartı da yer almaktadır.
Ola ki, dilekçe savcının önüne geldi. Savcı yapılan şikayetin bu aşamasının gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit edip olumsuz halde, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermek zorundadır.
Bugün mahkemelere yansımış bir çok davada görülüyor ki, 5846 sayılı kanunun ek 4. maddesinde benimsendiği şekliyle uyar-kaldır yönteminin çok fazla işletilmediği bir gerçektir. Şikayetçi taraflar, ihlali gerçekleştirdiğini düşündükleri içerik sağlayıcılara hiç uyarı göndermemektedir.
Bununla birlikte,5651 sayılı kanunun 9. Maddesi çok başarılı bir uyar-kaldır mekanizması öngörmesine rağmen bu sistemin işletilmesi yerine ya doğrudan 8. madde yoluyla ya da hukuka aykırı şekilde Terörle Mücadele Kanunu kaynaklı ya da Medeni Kanun kaynaklı erişim engelleme kararları istenmekte ve rahatlıkla bu kararlar hiçbir araştırma yapılmadan verilmektedir.
Oysa, adli makamların uyarı göndermeden yapılan şikayetlerde şikayetçiden bunu istemelidir. Uyar-kaldır uygulamasını yaptığını iddia eden şikayetçi, dilekçesinde ilgili içeriğin kaldırılması için içerik sağlayıcılara ulaştığını gösteren e-posta çıktılarını sunması gerekir. Uyar-Kaldır sistemini yerine getirmeyen kişi, yasayı ihlal etmiştir. yasayı yok görenin, yasanın gereğini yerine getirmeyenin bir başkasını suçlaması da bu durumda hatalıdır.
Burada, Cumhuriyet Savcısına düşen ilk iş, iddia olunan ihlal halinin var olup olmadığına internet sitesine girerek bakması, ilgili içeriğin başvurucuya ait olup olmadığının araştırması gerekmektedir.
5846 s. Kanun - İnternet ortamındaki içeriklerin engellenmesi hususunda fikri ihlalleri düzenler,
5651 s. Kanun - Kişilik ihlali ve hukuka aykırı içeriklerin durumunu düzenler
*******
Örnek Kararlar ;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E. 2019/1433
K. 2019/8234
T. 17.12.2019
“5846 Sayılı FSEK’nin Ek 4/son maddesi gereği davacı meslek birlikleri tarafından davalı yayın kuruluşuna usule uygun ihtarname keşide edilmediği sonuç olarak hukuki statüsü itibariyle önceden hangi eserlerin ihlal oluşturduğunu bilmesi, bilebilmesi ve içerikten çıkarılmasını sağlaması mümkün bulunmayan davalı yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesi” yönündeki kararın onandığını
Söz konusu içerik yoksa davayı sürdürmenin bir anlamı da olmamaktadır.
Kuralı yerine getirmeyenin şikayetinin "koğuşturmaya yer olmadığına" karar verilip dosyanın kapatılması gerektiği kanısı konusunda uzman kişilerinde öngörüsüdür.
Not :Kuralı yerine getirmeyenin şikayetinin "koğuşturmaya yer olmadığına" karar verilip dosyanın kapatılması gerektiği kanısı konusunda uzman kişilerinde öngörüsüdür.
5846 s. Kanun - İnternet ortamındaki içeriklerin engellenmesi hususunda fikri ihlalleri düzenler,
5651 s. Kanun - Kişilik ihlali ve hukuka aykırı içeriklerin durumunu düzenler
*******
Örnek Kararlar ;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E. 2019/1433
K. 2019/8234
T. 17.12.2019
“5846 Sayılı FSEK’nin Ek 4/son maddesi gereği davacı meslek birlikleri tarafından davalı yayın kuruluşuna usule uygun ihtarname keşide edilmediği sonuç olarak hukuki statüsü itibariyle önceden hangi eserlerin ihlal oluşturduğunu bilmesi, bilebilmesi ve içerikten çıkarılmasını sağlaması mümkün bulunmayan davalı yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesi” yönündeki kararın onandığını
Kaynak :
- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu - https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.3.5846.pdf
- 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun.- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5651.pdf
- YAYBİR - https://www.yaybir.org.tr/bilgi-bankasi/uyar-kaldir-sistemi/
Sosyal Bağlantılar