Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

İcradan Feragat Eden Tekrar Talep Edebilir mi ?

İcra takip dosyasından feragat edip tekrar alacağı talep etmek

Açılmış bir icra takibindeki alacaktan ister hiçbir baskıya uğramadan istenirse baskı ve korku ile bundan vaz geçirilmek suretiyle olsun takipten feragat etmek sözü edilen alacağın alınmamasını sağlamaz.
Bunun için alacaklı icra takibinden feragat ettiğine dair dosyaya takipten vazgeçtiğine dair dilekçe sunmuş olsa dahi ileriye dönük alacak davası açarak bu alacağını alabilir. Bu konudaki Yargıtay’ın içtihatlarında “Takipten Feragate Rağmen Esas Hak Hukuki Varlığını Korumaya Devam Ettiğinden Alacaklı Alacağının Tahsili İçin Dava veya Yeniden İcra Takibi Yoluna Başvurabileceği “ yönünde kararı bulunmaktadır
Davanın açma yeri Ticaret veya Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/80 / K. 2011/834 / T. 25.1.2011
• ALACAK DAVASI ( Takipten Feragate Rağmen Esas Hak Hukuki Varlığını Korumaya Devam Ettiğinden Alacaklı Alacağının Tahsili İçin Dava veya Yeniden İcra Takibi Yoluna Başvurabileceği )
• FERAGAT ( Alacak Davası - Takipten Feragate Rağmen Esas Hak Hukuki Varlığını Korumaya Devam Ettiğinden Alacaklı Alacağının Tahsili İçin Dava veya Yeniden İcra Takibi Yoluna Başvurabileceği )
• İMZASI İNKAR EDİLMEYEN SENET ( Feragat Etmiş Olduğu Takipten Sonra Alacağının Tahsili İçin Bu Davanın Açıldığı - Mahkemece Davada Delil Olarak Dayanılan ve İmzası İnkar Edilmeyen Tanzim Tarihli Adi Senette Yazılı Olan Alacak Miktarının Davalıdan Tahsiline Karar Verilmesi Gerektiği )

1086/m.95

ÖZET: Mahkemece , "davalı hakkında daha önce başlatılan takipten feragat edilmiş olması" da, davanın reddini gerektiren bir diğer gerekçe olarak gösterilmiş ise de, davacı vekili icra Müdürlüğünde "takibimizden feragat ediyoruz, senet aslının tarafımıza tevdiini talep ederiz." Şeklinde beyanda bulunmuş olup, söz konusu bu beyan, hakkın özünden feragat niteliğinde değildir. Esas haktan feragatin açık bir şekilde yapılması gerekli olduğundan, hakkın özünden değil, sadece takipten feragat edildiği anlaşılmaktadır. Takipten feragate rağmen esas hak, hukuki varlığını korumaya devam ettiğinden, alacaklı, alacağının tahsili için dava veya yeniden icra takibi yoluna başvurabilir. Somut olayda da davacı , feragat etmiş olduğu takipten sonra alacağının tahsili için iş bu davayı açmış olup, mahkemece, davada delil olarak dayanılan ve imzası inkar edilmeyen, tanzim tarihli adi senette yazılı olan alacak miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükümün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılardan A. P.'a ait, tapu kaydında dava dışı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. lehine ipotek bulunan daireyi 30.10.2008 tarihinde satın aldığını, davalı A. P.'ın taşınmazı satarken ipotek borcunu kendisinin ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak bu taahhüdünü yerine getirmediğini, dava dışı ipotek alacaklısının göndermiş olduğu ihtar üzerine, ipotekle temin edilen borcu 18.3.2009 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, bu ödeme sebebiyle davalı A. P.'ın , 18.3.2009 keşide ve 20.3.2009 vade tarihli bonoyu düzenleyerek kendisine verdiğini, ancak bonoda keşide yeri yazılı olmadığı gibi, davalı A. P.'ın, temsile yetkili olduğu diğer davalı Koçlar Limited Şirketinin kaşesini bononun arka yüzüne basmak suretiyle, kötüniyetli olarak bono silsilesinde kopukluk yarattığını, bono alacağının tahsili için daha önce kambiyo senetlerine özgü takip başlatmışsa da, davalılar tarafından, ciro silsilesi kopuk olan bononun, kambiyo senedi niteliğinde olmadığı belirtilerek. Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinde takibin iptali davası açıldığını, alacağını bu şekilde tahsil edemeyeceğini anlayınca söz konusu takipten feragat ederek iş bu davayı açtığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ödemiş olduğu 9.600,00 TL'nin, ödeme tarihi olan 18.3.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının ipotekle yükümlü olan daireyi satın aldığını, bu durumun resmi satış sözleşmesinde de açıkça belirtildiğini, davacının ipotek miktarını ödedikten sonra kendilerinden talep edemeyeceğini, kaldı ki ödemenin icra tehdidi altında yapılmadığı gibi, tahsili için başlatılan icra takibinden de davacı tarafından feragat edildiğini, davanın dayanağının kalmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının satın aldığı taşınmazdaki ipotek borcunu yükümlendiği, söz konusu borçtan davalıların sorumlu olduğuna ilişkin yazılı bir belge sunulamadığı, davacının davasını ispata yönelik yemin teklifinde de bulunmadığı, bononun, ödenen ipotek borcuna ilişkin olduğu kanıtlanamadığı gibi, yapılan takipten de feragat edildiği belirtilerek, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının davalılardan Koçlar. Limited Şirketine karşı açmış olduğu davada, tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-)Davalılardan A. P.'a karşı açılan dava yönünden, hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Davacı, davalı A. P.'tan, ipotekle yükümlü bulunan taşınmazı satın aldığını, davalı ile aralarındaki anlaşmaya göre ipotek borcunu davalının ödemesi gerekirken, kendisinin ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, ödemiş olduğu ipotek bedelinin tahsili için eldeki davayı açmış, delil olarak da davalı tarafından verilen senede dayanmıştır. Dosyada mevcut olan ödeme dekontundan, davacı tarafından ipotek alacaklısı Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. 'ne yapılan ödeme tarihi ile, davalı A. P. tarafından keşide edilen 18.3.2009 tanzim ve 20.3.2009 vade tarihli senedin düzenleme tarihi aynı tarihli olup, söz konusu senedin ödenen ipotek borcuna karşılık davacıya verildiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki davalı tarafından senedin başka bir borç sebebiyle verildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Her ne kadar senette keşide yeri mevcut olmadığı gibi, ciro silsilesi de kopuk olduğundan söz konusu senet, kambiyo senedi niteliğinde değilse de, imza davalı borçlu tarafından inkar edilmediğinden, davalının davacıya 9.600,00 borçlu olduğunu gösteren "adi senet" niteliğindedir. O halde mahkemenin, "davanın ispatı konusunda yazılı bir belgenin ibraz edilemediği"ne ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan mahkemece , "davalı hakkında daha önce başlatılan takipten feragat edilmiş olması" da, davanın reddini gerektiren bir diğer gerekçe olarak gösterilmiş ise de, davacı vekili İcra Müdürlüğünde 7.5.2009 tarihinde, "takibimizden feragat ediyoruz, senet aslının tarafımıza tevdiini talep ederiz." Şeklinde beyanda bulunmuş olup, söz konusu bu beyan, hakkın özünden feragat niteliğinde değildir. Esas haktan feragatin açık bir şekilde yapılması gerekli olduğundan, hakkın özünden değil, sadece takipten feragat edildiği anlaşılmaktadır. Takipten feragate rağmen esas hak, hukuki varlığını korumaya devam ettiğinden, alacaklı, alacağının tahsili için dava veya yeniden icra takibi yoluna başvurabilir. ( Bakınız. Aynı yönde HGK'nun 1995/12-814 esas. 1995/1010 karar sayılı 22.11.1995 tarihli kararı ) Somut olayda da davacı, feragat etmiş olduğu takipten sonra alacağının tahsili için iş bu davayı açmış olup, mahkemece, davada delil olarak dayanılan ve imzası inkâr edilmeyen, 18.3.2009 tanzim tarihli adi senette yazılı olan alacak miktarının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. Bent gereğince, davalılardan K... ... Limited Şirketine karşı açılan dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle, diğer davalı A. P.'a karşı açılan dava yönünden, temyiz edilen hükümün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 25.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi