Büyüklerinizden, dedenizden, babanızdan, annenizden vs miras kaldı ancak veraset belgesi aldınız. Mirasçılık belgesi ile Tapu ve Kadastro Müdürlükleri, bankalar, Trafik Tescil Şube Müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Daireleri vs. çeşitli kurumlara yazılı olarak başvuruda bulunularak miras bırakanın mal varlığı ile ilgili olarak bilgi edinilebilir. Yine, e-devlet üzerinden miras bırakana ait banka mevduat ve katılım hesapları, tapu kayıtları, araç kayıtları vs. bilgilere ulaşabilmek mümkündür. Fakat mirasçılar tarafından yapılan bu miras araştırması bazen yeterli olmamaktadır.
Edevlet üzerinden Takbis kayıtlarına girdiniz. TC numarası olmadığı için e-devlette mal varlığı görünmedi. Tapuya gittiniz.. Burada da aynı sporunla karşı karşıya kaldınız. Bu durumda terekenin (mirasın) tespiti davası açılması gerekmektedir.Vaktiniz yok, uğraşamıyorsunuz. Miras kalının yere çok uzaksınız vs. Bu işleri takip edecek bir avukata ihtiyacınız olacaktır. Siz ya da Avukat, tüm kalan mirasın ne olduğunu öğrenmek için terekenin tespiti davasını açmak zorundasınız. Terekenin tespiti davası,
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın malvarlığının tam olarak tespit edilmediği durumlarda, ne kadar mirası kaldığının anlaşılması için açılan bir dava türüdür. Miras bırakanın malvarlığının eksiksiz ve doğru bir şekilde belirlenmesi ve bu malvarlığının kaydedilerek korunmasını sağlamak amacıyla başlatılan bir hukuki süreçtir. Bu dava, mirasçıların haklarını korumak ve mirasın adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için önemli bir adımdır.
Bu dava sonucunda sadece murisin terekesi, bir diğer deyişle mirası tespit edilmektedir. Bu davada murisin mal varlığı belirlenirken, mirasın nasıl paylaşılacağı konusunda bir karar verilmez.
Miras bırakanın ölümüyle birlikte, tüm malvarlığı aktif ve pasif unsurlarıyla birlikte kendiliğinden yasal mirasçılara intikal etmektedir.
Terekeye dahil edilen mallar
Taşınmaz Mallar:
Ölenin üzerindeki gayrimenkuller, arsalar, evler, daireler, işyerleri gibi taşınmaz mallar tereke kapsamına girer.
Taşınır Mallar:
Ölünün üzerindeki ve sahip olduğu eşyalar tereke içerisinde yer alır. Bu eşyalar arasında otomobiller, nakit para, mücevherat, mobilyalar, elektronik cihazlar, sanat eserleri, antikalar gibi her türlü kişisel ve değerli eşya bulunabilir.
Banka Hesapları: Ölünün adına kayıtlı olan banka hesapları, mevduat hesapları, yatırım hesapları ve diğer finansal varlıklar terekeye dahil edilir.
Menkul Kıymetler: Ölünün elinde bulunan hisse senetleri, tahviller, bonolar ve diğer menkul kıymetler terekeye girer.
Borçlar ve Alacaklar: Ölünün alacakları ve borçları tereke içerisinde değerlendirilir. Örneğin, alacağı olan bir kişinin borcu, alacak olarak tereke dahil edilir ve mirasçılara geçer.
Fikri Mülkiyet Hakları: Ölünün üzerindeki telif hakları, patentler, ticari markalar, tescilli tasarımlar gibi fikri mülkiyet hakları terekeye girer.
Dava, genellikle mirasçılar arasında anlaşmazlık olduğunda veya miras bırakanın mal varlığıyla ilgili kesin bir bilginin olmadığı durumlarda açılmaktadır.
Terekenin tespiti davasına ilişkin hükümler şöyledir.
"MİRASIN GEÇMESİNİN SONUÇLARI BİRİNCİ AYIRIM KORUMA ÖNLEMLERİ
( Türk Medeni Kanunu )
A. Genel olarak
Madde 589- Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hâkimin re'sen karar verdiği hâllerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hâkimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hâkimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hâkimine gönderir.
B. Defter tutma
Madde 590- Aşağıdaki sebeplerden birinin gerçekleşmesi hâlinde sulh hâkimi terekenin defterinin tutulmasına karar verir:
1. Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış olan veya alınması gereken kimse varsa,
2. Mirasçılardan biri uzun süreden beri bulunamıyorsa ve temsilcisi de yoksa,
3. Mirasçılardan veya ilgililerden biri, ölüm tarihinden başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa, Defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır.
C. Mühürleme
Madde 591- Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler mühürlenir. Mühürlenmeyen mallar için uygun koruma önlemi alınır. Mühür altına alma yazımdan önce de yapılabilir. Tereke mühürlenirken mirasbırakanla birlikte oturanların ihtiyaçları için gerekli eşya bir tutanakla tespit edilip güvenilir kişi olarak kendilerine bırakılır; taşınmazların onların oturmaları için zorunlu olan bölümleri, mühürlemenin dışında tutulur. Alacaklıların istemi üzerine yapılan mühürleme, güvence altına alınan miktarla sınırlıdır. Alacaklıya güvence gösterildiği takdirde mühürleme yapılmaz, yapılmışsa kaldırılır.
D. Terekenin resmen yönetilmesi
I. Genel olarak
Madde 592- Aşağıdaki hâllerde sulh hâkimi re'sen mirasın resmen yönetilmesine karar verir:
1. Mirasçılardan birinin uzun süreden beri bulunamaması ve temsilci de bırakmaması hâlinde menfaati gerektiriyorsa,
2. Mirasta hak sahibi olduğunu ileri sürenlerden hiçbiri mirasçılık sıfatını yeterince ispatlayamazsa veya bir mirasçı bulunup bulunmadığı şüpheli olursa,
3. Mirasçıların tamamı bilinmiyorsa,
4. Kanunda özel olarak öngörülmüşse. Mirasbırakan terekenin tamamı üzerinde yetkili olmak üzere vasiyeti yerine getirme görevlisi atamış ise, önemli bir engel bulunmadıkça terekenin yönetimi ona verilir. Mirasbırakan velâyet veya vesayet altında idiyse; veli veya vasi bir sakınca olmadıkça terekenin yönetimiyle görevlendirilir. Sulh hâkimi, terekeyi yönetmekle görevlendirilen kimseye, istemi hâlinde terekeden karşılanmak üzere uygun bir ücret ödenmesine karar verir.
II. Görev, temsil ve sorumluluk
Madde 593- Terekeyi resmen yöneten sulh hâkimi veya onun yönetimle görevlendirdiği kimse, resmen yönetme sebeplerinin ortadan kalkmasına ya da paylaştırmaya kadar, terekeyi hak sahiplerinin haklarının kaybına meydan vermeyecek biçimde iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek ve özellikle aşağıda yazılı işleri görmekle yükümlüdür:
1. Henüz yapılmamışsa, terekenin yazımı,
2. Gereken koruma önlemlerinin alınması,
3. Mirasçıların menfaatlerine veya iyi bir yönetimin gereklerine uygun düştüğü takdirde terekedeki malların satılması,
4. Mirasbırakanın alacaklarının tahsili ve borçlarının ödenmesi,
5. Mirasçıların yasal haklarını zedelemediği anlaşılan vasiyetlerin, sulh hâkiminin izni ve asliye hâkiminin onayı ile yerine getirilmesi,
6. Terekeye ait paraların faiz getirmek üzere Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen bir bankaya yatırılması veya bu paralarla Devlet tahvili alınması ve yeterli güvencesi bulunmayan yatırımların güvenceli yatırımlara dönüştürülmesi,
7. Terekede ticarethane, imalâthane veya başka bir işletme varsa, bunların olduğu gibi sürdürülmesi; sürdürmede yarar yoksa, tasfiyesi için gerekli önlemlerin alınması. Tereke yöneticisi, görevine giren hususlarda miras ortaklığının temsilcisi olup, ortaklık aleyhine açılan davalarda ve yapılan icra takiplerinde ortaklığı temsil eder ve gereken hâllerde ortaklık adına dava açmaya, icra takibinde bulunmaya, davadan feragate, kabule, sulh olmaya ve tahkime yetkilidir; davaları ve takipleri mirasçılara ihbar eder. Terekenin resmen yönetilmesinde, sulh hâkimi ile yöneticinin işlemleri konusunda, niteliklerine uygun olduğu ölçüde, vesayete ilişkin hükümler uygulanır.
III. Mirasçıların bilinmemesi
Madde 594- Mirasbırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı veya mirasçıların tamamı bilinmiyorsa, sulh hâkimi uygun araçlarla ve bir ay ara ile iki defa ilân yapıp hak sahiplerini son ilândan başlayarak en geç bir yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. İlân süresinde kimse başvurmazsa ve sulh hâkimi de hiçbir mirasçı tespit edememişse, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklı kalmak üzere miras Devlete geçer.
E. Vasiyetname ile ilgili işlemler
I. Teslim görevi ve alınacak önlemler
Madde 595- Mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamesinin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hâkimine teslim edilmesi zorunludur
Vasiyetnameyi düzenleyen veya muhafaza eden görevli ya da mirasbırakanın arzusu üzerine saklayan veya başka surette ele geçiren ya da ölenin eşyası arasında bulan kimse, ölümü öğrenir öğrenmez teslim görevini yerine getirmekle yükümlüdür; aksi takdirde bu yüzden doğacak zarardan sorumludur. Sulh hâkimi, teslim edilen vasiyetnameyi derhâl inceler, gerekli koruma önlemlerini alır; olanak varsa ilgilileri dinleyerek terekenin yasal mirasçılara geçici olarak teslimine veya resmen yönetilmesine karar verir.
Vasiyetnameyi düzenleyen veya muhafaza eden görevli ya da mirasbırakanın arzusu üzerine saklayan veya başka surette ele geçiren ya da ölenin eşyası arasında bulan kimse, ölümü öğrenir öğrenmez teslim görevini yerine getirmekle yükümlüdür; aksi takdirde bu yüzden doğacak zarardan sorumludur. Sulh hâkimi, teslim edilen vasiyetnameyi derhâl inceler, gerekli koruma önlemlerini alır; olanak varsa ilgilileri dinleyerek terekenin yasal mirasçılara geçici olarak teslimine veya resmen yönetilmesine karar verir.
II. Vasiyetnamenin açılması
Madde 596- Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi tarafından açılır ve ilgililere okunur. Bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer vasiyetnamenin açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır. Mirasbırakanın sonradan ortaya çıkan vasiyetnameleri için de aynı işlemler yapılır.
III. İlgililere tebliğ Madde 597- Mirasta hak sahibi olanların her birine gideri terekeye ait olmak üzere, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği hâkim tarafından tebliğ edilir. Nerede olduğu bilinmeyenlere vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımları ilân yolu ile tebliğ olunur."
*******
Bu kanun maddeleri kapsamında yasal mirasçılar tarafından açılan terekenin tespiti davasında, örneğin deliller incelenir, müzekkere yazıları talep edilir, keşif yapılarak saha araştırması gerçekleştirilir ve bilirkişi incelemeleri yapılır.
Terekenin tespiti davasında, ilk olarak miras bırakanın aktif malvarlığı detaylı bir şekilde belirlenir. Bu, miras bırakanın sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malların, banka hesaplarının, yatırımlarının ve diğer mülkiyet haklarının değerinin saptanması anlamına gelir. Ardından, pasif değerler olan borçlar, cenaze masrafları gibi giderler, aktif malvarlığından düşülerek net tereke miktarı hesaplanır.
Terekenin belirlenmesinden sonra, mirasın açıldığı tarihte geçerli olan fiyatlar dikkate alınarak terekenin parasal değeri hesaplanır. Bu değerlendirme, miras bırakanın malvarlığının değerini o dönemdeki piyasa koşullarına göre belirlemeyi sağlar.
Özellikle ve önemle belirtmek isteriz ki, terekenin tespiti davası sadece bir tespit davasıdır ve yargılama sonucunda terekenin nasıl paylaşılacağına ilişkin bir hüküm verilmesi mümkün değildir.
Bu dava, miras bırakanın malvarlığının doğru bir şekilde belirlenmesi ve mirasçıların haklarının korunması amacıyla açılır. Paylaşım aşaması ise ayrı bir süreçtir ve mirasçılar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için farklı yollar izlenebilir, örneğin mirasın paylaşımına ilişkin ayrı bir anlaşma yapılabilir veya ilgili kanunlara göre paylaşım yapılabilir.
Mirasçılar, veraset ilamındaki paylaşım kadar olan miktarlar üzerinde kalanlar üzerinde hak sahibi olur. Ve mahkemece belirlenen oranlar göre de herkes hakkını alır. Genellikle, miras kalan kişiler anlaşamazlar. Bu durumda yapılacak olan yine bir davanın açılması. Bu davanın adı "ortaklığın giderilmesi davası" dır.
Terekenin belirlenmesinden sonra, mirasın açıldığı tarihte geçerli olan fiyatlar dikkate alınarak terekenin parasal değeri hesaplanır. Bu değerlendirme, miras bırakanın malvarlığının değerini o dönemdeki piyasa koşullarına göre belirlemeyi sağlar.
Özellikle ve önemle belirtmek isteriz ki, terekenin tespiti davası sadece bir tespit davasıdır ve yargılama sonucunda terekenin nasıl paylaşılacağına ilişkin bir hüküm verilmesi mümkün değildir.
Bu dava, miras bırakanın malvarlığının doğru bir şekilde belirlenmesi ve mirasçıların haklarının korunması amacıyla açılır. Paylaşım aşaması ise ayrı bir süreçtir ve mirasçılar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için farklı yollar izlenebilir, örneğin mirasın paylaşımına ilişkin ayrı bir anlaşma yapılabilir veya ilgili kanunlara göre paylaşım yapılabilir.
Mirasçılar, veraset ilamındaki paylaşım kadar olan miktarlar üzerinde kalanlar üzerinde hak sahibi olur. Ve mahkemece belirlenen oranlar göre de herkes hakkını alır. Genellikle, miras kalan kişiler anlaşamazlar. Bu durumda yapılacak olan yine bir davanın açılması. Bu davanın adı "ortaklığın giderilmesi davası" dır.
Terekenin tespiti işlemi, genel olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması mümkün veya yararsız hale gelmedikçe ve tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir.
Terekenin tespiti davasının görevli mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 590. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Sulh Hukuk Mahkemesi, terekenin defterinin tutulması taleplerini değerlendirir ve bu süreci yönetir.
Terekenin tespiti davasının yetkili mahkeme ise, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Terekenin tespiti davası, murisin ölüm anından itibaren açılabilir. Terekenin tespiti davası herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımına bağlı değildir. Her zaman açılması mümkündür.
Terekenin tespiti davasında mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti genellikle dava sürecinde ortaya çıkan harcamaları kapsar. Mahkeme masrafları, davaya ilişkin resmi işlemler, delil sunumu, bilirkişi incelemesi gibi süreçlerin gerektirdiği harcamaları içerir. Avukatlık ücreti ise mirasçıların davayı takip etmek için avukata ödemek zorunda oldukları ücrettir.
Mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti davaya ve avukatın taleplerine göre değişebilir. Bu ücretler genellikle dava sürecinin karmaşıklığına, süresine, avukatın deneyimine ve belirlenen tarifelere bağlı olarak belirlenir.
Dolayısıyla, terekenin tespiti davasında mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti, davaya ve ilgili faktörlere göre değişebilen maliyetleri ifade eder. Mirasçılar, bu masrafları ve ücretleri avukatlarıyla görüşerek belirlemeli ve bu konuda anlaşmaya varmalıdır.
Miras paylaşımı için tarafların uzlaşma sağlayarak terekedeki mal varlıklarının ne şekilde taksim edileceği konusunda anlaşması halinde miras taksim sözleşmesinden bahsedilecektir. Böyle bir durumda yasal mirasçılar arasında mirasın nasıl paylaştırılacağı hususunda bir miras taksim sözleşmesi akdedilir. Bu sözleşmenin noter huzurunda yapılması geçerlilik koşulu değilse de, uygulanabilirliği ve ileride sorun yaşanmaması açısından noter onaylı şekilde yapılması gerekmektedir.
Terekenin tespiti davasının görevli mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 590. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Sulh Hukuk Mahkemesi, terekenin defterinin tutulması taleplerini değerlendirir ve bu süreci yönetir.
Terekenin tespiti davasının yetkili mahkeme ise, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.
Terekenin tespiti davası, murisin ölüm anından itibaren açılabilir. Terekenin tespiti davası herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımına bağlı değildir. Her zaman açılması mümkündür.
Terekenin tespiti davasında mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti genellikle dava sürecinde ortaya çıkan harcamaları kapsar. Mahkeme masrafları, davaya ilişkin resmi işlemler, delil sunumu, bilirkişi incelemesi gibi süreçlerin gerektirdiği harcamaları içerir. Avukatlık ücreti ise mirasçıların davayı takip etmek için avukata ödemek zorunda oldukları ücrettir.
Mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti davaya ve avukatın taleplerine göre değişebilir. Bu ücretler genellikle dava sürecinin karmaşıklığına, süresine, avukatın deneyimine ve belirlenen tarifelere bağlı olarak belirlenir.
Dolayısıyla, terekenin tespiti davasında mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti, davaya ve ilgili faktörlere göre değişebilen maliyetleri ifade eder. Mirasçılar, bu masrafları ve ücretleri avukatlarıyla görüşerek belirlemeli ve bu konuda anlaşmaya varmalıdır.
Miras paylaşımı için tarafların uzlaşma sağlayarak terekedeki mal varlıklarının ne şekilde taksim edileceği konusunda anlaşması halinde miras taksim sözleşmesinden bahsedilecektir. Böyle bir durumda yasal mirasçılar arasında mirasın nasıl paylaştırılacağı hususunda bir miras taksim sözleşmesi akdedilir. Bu sözleşmenin noter huzurunda yapılması geçerlilik koşulu değilse de, uygulanabilirliği ve ileride sorun yaşanmaması açısından noter onaylı şekilde yapılması gerekmektedir.
Derleme @
Sosyal Bağlantılar