Bilhassa sosyal medya platformlarında paylaşım yapanların sayıca çokluğu artık baş döndürüyor. Sosyal medyaların çokluğu, yapılan paylaşımların takipçilerini gerçek hayattan kopartmaya yetiyor bile..
Sosyal medya üzerinden aile içi mahremiyetlere kadar yapılan paylaşımların kötü niyetli kişilerce elde edilmesi artık yeni bir sektör oluşturdu.
Dolandırıcıların yanı sıra sapıkların, vatan hainlerinin, din düşmanlarının, bozguncuların, tarikatçıların, misyonerlerin, siyasetçilerin, ticaret yapanların, pazarlamacıların hatta fahişe ve dönmelerin kendilerini pazarladığı yerler oldu.
İşin en tehlikesi halkı kin ve düşmanlığa, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne, din düşmanlığına yapılan eylemlerdir.
İster tanınmış bir yazar ya da siyasetçi olsun, ister sinema sahne sanatçısı olsun, ister herhangi bir insan sosyal medyada paylaşımlar yaparak hedef kitlenin tepkisini çekmektedir.
Dinine, milletine, devletine, bayrağa vs saldırgan ifadeler kullanan kişilerin her kim olursa olsun haklarında şikayet olmadığı için deli dolu at koşturduğu sosyal medya mecralarında karşı yorum yazanlar her nedense o kadar özgür olamamaktadır.
Kısa bir zaman içerisinde karakollardan yapılan bir davet, adliyeden gelen bir çağrı binlerce değil on binlerce insanın yolunu adliyeye çevirmeye başlamıştır.
Ve yaptıkları yorumlardan dolayı haklarında açılan maddi manevi tazminat davalarına özne olmaya başlamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre yasal olan prosedür halkı tahrik eden paylaşım yapanı değil, tahrik eden paylaşıma yapılan yorum sahiplerine ceza verilmesi için yeterli olmaktadır.
Bugün bir çok avukat ya da hukuk büroları giderek artan bir şekilde sosyal medya saldırganlığı, sosyal medya paylaşımları sayesinde adeta paraya para dememeye başladı.
Bilhassa uzlaştırmacı ile çözümlenerek haksız paraların kazanıldığı bu yeni girişimde mağdur olan genellikle avukatlardan, adliyelerden, mahkemeden korkan, çekinen insanların mağduriyeti ile son bulmaktadır.
Adliyelerde bu tür davaların sayısı icra dosyalarını neredeyse geçecek durumda.. Bir uzayıp giden duruşma safhası var ki, uzlaştırmacı ile anlaşamayan, teklif edilen paraları ödemeyen, ödeyemeyecek durumda olan vatandaşları senelerce adliyeleri yol yaptırıyor.
Bilişim Hukuku ve Bilişim Mahkemeleri olarak yeni bir yapılanmaya ihtiyacı olan kanunlarımızın yeniden ele alınıp derlenmesi gerekmektedir ki, bunların en başında internet ve sosyal medya paylaşımları gelmektedir.
"Bana hakaret etti" diyerek insanları mağdur edecek şekilde davalar açan, yargı yoluna gitmek istemeyenleri en kolay şekilde uzlaştırmacı ile karşı karşıya getirerek haksız kazanç sağlayanların engellenmesi elzemdir. Hakarete sebep olan kişinin hakaret edilmesi gereken objenin varlığı çok önemlidir. Kişi kendisine hakaret ettirilmesine sebep olan paylaşımı gerçekten suç teşkil edecek durumda ise dava ters olarak kendisine hakaret edilen kişinin yargılanması ve cezalandırılması ile hak yolunu bulacaktır.
Asparagas haber yaparak ortalığı karıştırdıktan sonra haberi kaldıran, "yanlışmış, hata ettik" diyerek ortadan kaybolanların da aynı şekilde cezalandırılması gerekir.
Yasa koyucuların bir an önce bilişim sektöründe açılan davalara bakarak kanun yollarını kullanarak kendilerine haksız kazanç sağlayanları tek tek cezalandırmaları gerekir.
İster paylaşım yapsın, ister video yayınlasın, ister her hangi bir paylaşımda bulunarak "dilediğiniz gibi paylaşın" diyerek zımni izin verenlerin daha sonra "eserimi paylaştı" diyerek dava açmaları dolandırıcılıktan başka bir durum değildir
Burada paylaşımı yapan, tahrik edici düşünceleri içeren içerik yayınlayanları sorgulamak, cezalandırmak gerekir.
Adalet Bakanlığı ya da Yasama bu konuda geç kalmaktadır.
@Erol Kara / @bizdenoku
Social Plugin