Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Heybeliadada Katil Konsolos..


İstanbul'un en meşhur adaları sorulunca Prens Adaları denileceğini biliyoruz. Heybeli, Büyük, Kınalı, Burgaz adaları en meşhur olanları.
Bunların dışında irili ufaklı bir çok adamız Marmara denizinde mevcut. İstanbul'un adalar ilçesinin en ilgi çeken adaları, Bizans döneminde din adamlarının inziva yeri , önemli imparatorluk aile üyelerinin sürgün yeri ve imparatorlukların yazlık yeri olarak kullanılırmış. Tabi, daha sonra İstanbul'un fethi ve bu kez rollerde Türkler yer almış.
Süslü Mezar ya da İngiliz Mezarı...En çok bilinen ismi.
Daha dar anlamda Kanglaris Ailesi Anıt Mezarı Heybeliada'da yer almaktadır.
Süslü Mezar olarak bilinen yer aslında 19. yüzyılda Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Gemli (Kios) Konsolosu olan Spyridon Kanglaris tarafından yaptırılmış bir anıt mezardır. Konsolos eşi Sevasti Kanglaris’i genç yaşta Heybeliada’da 1865 yılında kaybedince 1868 yılında adaya bir anıt mezar yaptırır. Adanın en güzel yerlerinden birisidir burası. Aya Yorgi (Uçurum) Manastırı’nın bahçesi…...
Bay konsolos karısının buraya gömülmesini sağlar ve o gündür bugündür anıt mezar olarak ilgi çeker.
Heybeliada Ruhban (Papaza) okulunun hemen bitişiğinde yer alır. Biz gördüğümüzde harabe halinde idi.
Sorduk soruşturduk. Yıllar yılı bu halde imiş.
Etrafı dikenli tellerle çevrili olan mezara girmek mümkün olmadı. Zaten az ilerisinde Denizcilik okulu ver ki, askeri alan sayılıyor. O yüzden şansımızı zorlamadık.
Çekebildiğimiz video, edindiğimiz fotoğraflar sayfamızda.


Dönelim mezara.. 
Acıklı bir hikâye diyeceğiz.. 
Tam anlamıyla neyin ne olduğunu aktaran sağlam bir kaynak yok. Bulduğumuz kadarıyla, öğrendiğimiz kadarıyla genç ve güzel, hatta güzelliği dilden dile dolaşan Sevasti Kanglaris 'in bir hastalığı da yokmuş. Zaten o adada kim yaşasa ömrü uzar. Havası, suyu, ormanı, denizi mini bir cennet.
Hatta verem ya da tüberküloz hastalığı olanlar bir zamanlar burada tedavi ediliyordu. Hastalardan en meşhurlarından biri eski Başbakan / Cumhurbaşkanı İsmet İnönü.. Bu adada sağlığına kavuşuyor.
Konuyu yine dağıttık. 
Sevasti hasta değildi ama genç yaşında o güzelliği ile sağlıklı oluşu ile birden ölüyor.
Erkek şiddeti efendim.
Maalesef konsolos bey bir zorba.
Delice sevdiği genç ve güzel karısını kıskançlık krizi geçirip öldürüyor.
Üzgünüm, gerçek bu.. 


Yıl 1865.. Yukarıda da yazdık. Mezar 1868 yılında yapılıyor. Üç yıl. Sizce neden olabilir.
Gemli Konsolosluğu’nu yapan ve zengin bir insan olan Spiridon Kangelaris'un acısı derindir, Konsolos dokunulmazlığa sahip olduğu içinde cinayetin üstü örtülmüştür..
Bir süre sonra normalleşince 4 ağustos 1865’de ölen eşi Sevasti için 1868 yılında burayı yaptırır. Çünkü olmayan vicdanı onu rahat bırakmıyor. Kabuslar görmekten neredeyse çıldıracak.
Delice aşık olduğu kadın için teselli olarak bu anıt mezarı yaptırıyor.
Aslında kendi mezarını da yaptırmış oluyor. Zalim konsolos..
Beş yıl sonra kendisi de ölüp aynı yere gömülene dek orada her gün mum yakan konsolos, mezarının girişine bir yazı da yazdırmıştır.
“Çiçek soldu, tohumlar dağıldı; ama Allah’ın kelamı yüzyıllar boyu yaşayacak.”
Gelelim Mezarlığa..
Türkiye’de sık rastlanmayan türdeki mezar taşında, geceyi sembolize eden bir figür, içinden ateş çıkan ümit sembolü bir tabak, diriliş vaadi olarak Anka kuşu ve yavrularını kanıyla beslediği için anne sevgisi ve fedakarlığı sembolize eden bir pelikan ve uyku tanrısı Hypnos yer alıyor. Mezar başındaki kabartmada oturur pozisyonda kanatları olan genç bir erkek meleği tasvir ediliyor. Meleğin yanında ters yanan bir meşale var.
Gotik ve neoklasik tarzda yaptırılan İngiliz tarzı mezar açık sivri kemerleri olan tuğladan yapılmış sekiz köşeli bir anıt. Mezarın başında çifte ait bir de mozole bulunmaktadır. Sekiz köşeli bir plana sahip olan yapının duvarlarında açık kemerleri vardır. Tuğla ile örülen kemerler demir parmaklıklarla kapanmıştır. Mermerleri İtalya'dan getirtilmiştir.
1910 yılında dönemin başrahibi mezarın başına bir kuyu başlığı koydurmuştur. Bu başlık sarnıçtan su çekebilmektedir. Günümüzde bu başlıktan hala su çekiliyormuş.
Mezar çok bakımsız bir mezbelelik halindeydi ben son gördüğümde.. Bir kaç kişiye sormak istedim. hep öyle idi, diyorlar. Kendi haline bırakılmış, virane bir halde.. Ben gittiğimde içeriye giremedim ancak girebilenler yok değil. Hatta hazine avcıları bile dadanmış. Dediklerine göre, hazine var diye demirleri çalmışlarmış. Öyle anlatıyorlar. Hatta, sözde vitray camlı pencereleri varmış, camlar yok olmuş..
Mermerler çatlamış, çatısı ve duvarları çökmüş
Orada, Adada bir mezar var. Sır dolu...

@bizdenoku