Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Gelincik, Şehitlerin Olduğu Yerde Açar


Onları orada burada, yol kenarında, patikada, geniş bir tarlanın orta yerinde, cami ve anıtsal eserlerin etrafında gördüğünüz zaman iyi davranın..
Siyah benekli, kırmızı renkli çiçeği olan gelincik ilkbahara özgü çiçeklerden..
Gelincik için dün yaşanmıştır, bugün yaşanıyor ancak bir adım sonrası meçhuldür. Çünkü koparıldığı an hayatı son bulur. Tıpkı savaş anında hayatını her an kaybetme tehlikesi olan askerler gibi. Bu durumundan dolayı savaş meydanlarındaki askerlerin çiçeği olarak da anlamlandırılmıştır.
Anadolu’da kimi zaman inanç kimi zaman vatan uğruna hayatını aniden kaybeden tüm askerlerin her biri birer gelinciktir. Başta Sarıkamış ve Çanakkale olmak üzere vatan uğruna yüreklerinden yara alarak şehit olmuş tüm askerlerimizi saygıyla anıyoruz. Anadolu’da karşımıza çıkan her gelincik tarlası içerisinde dolaşırken her bir gelinciği birer Mehmetçik olarak görelim. Koparmayalım; koklayarak şehit kokusu almaya bakalım...
Şehit kabirlerinde açtığı için... 

Öyle inanılır. Şehit çiçeği de derler.
Osmanlı Divan Edebiyatı içerisinde kendine güzel bir yer bulan gelincik, Roma kültüründen gelmiştir. Kara sevda ile özleşmiştir edebiyatımızda gelincik. Dev tarlaların ortasında kendiliğinden biten bu siyah – kırmızı çiçeklerin suyu çıkarılıp, kara sevda çekenlere içirilirmiş. Onların acılarını dindireceğine inanılırmış.
Gelincik ismi gerçekten kelimenin de çağrıştırdığı gibi halk ağzındaki küçük gelin anlamındadır. Eski Türk gelinlerinin kırmızı gelinlik giymesi ve onların güzelliği, bu narin çiçeğin güzelliğine benzetilmiştir. Küçük yaşta ailesinden ayrılıp da kendi ailesini kuran, küçük ve güzel kalbine dünyaları sığdıran gelincikler, topraklarından ayrıldıklarında bambaşka kişiler olurlar elbette. Onların kırmızı kıyafetleri, kırmızı yanakları ve bir gelinciği andıran zarif güzellikleri tıpkı bir gelincik gibidir.
Gelibolu’da bu çiçek kan çiçeği olarak adlandırılır. Bunun da sebebi de savaşta dökülen kanların ardından Gelibolu’nun gelincik tarlasına benzetilmesidir. Biraz buruk bir addır bu sebeple, buruk bir çiçektir…
Ayrıca 1. Dünya savaşının simgelerinden biridir gelincik çiçeği. Yaklaşık 20 milyon kişinin hayatını kaybettiği bu savaş sonrasında 11. ayın 11. gününde ve 11. saatinde İtilaf Devletleri ve Almanya arasında 1918 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sona eriyor. Birleşik Krallık 1. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybedenleri onurlandırmak her yıl 11 Kasım’da Ateşkes Günü’nü tertip ediyor ve herkes yakasına gelincik çiçeği rozeti takarak bu kişileri anıyor.

Mitolojide Gelincik..
Gelincik çiçeğinin mitolojik hikayesi ise bunlardan çok başkadır. Mitolojiye göre Smyrna olarak bilinen Myrrha bir mür ağacına dönüşürken yaşadığı yasak aşkın meyvesi olarak içinde Adonis’i taşıyordu. Doğuma yardım eden orman perileri güzelliğini görünce Adonis’in, onun bir peri olduğunu düşünüyorlardı.
Gün geçtikçe büyüyen ve güzelleşen Adonis, Afrodit’in attığı bir ok ile yaralanır. Bu kazara yaşanan bir durum olduğu gibi bazı kaynaklar bunun Adonis’in paylaşılamamasından ötürü bilinçli yapılmış olabileceğinden bahseder.Çünkü Afrodit ilk gördüğü andan itibaren aşıktır Adonis’e.
Ardından Afrodit Adonis’i gökyüzüne taşıyor ve onu orada iyileştiriyor. Ona ormanda daha güvenli bir şekilde nasıl yaşayabileceğini, nelerden uzak durması gerektiğini ve neler yapmaması gerektiğini anlatıyor.
Ama ne var ki Afrodit yanında değilken bir yaban domuzu Adonis’e saldırır ve onu öldürür. Afrodit yanından ayrılalı çok olmamıştır ve kalbinde acısını hissederek hemen yanına döner Adonis’in. Onun cansız bedenini görünce kahrolur.
Adonis’in ölü bedeninden damlayan kanlar toprağa değdiği zaman kıpkımızı çiçekler biter. Kimi der ki beyaz biten bu çiçekler Adonis’in kanı ile kızıla bulanır. Gelincik çiçeğinin o kıpkırmızı ve kırılgan özelliğini bu hikayeden aldığı bilinir. Ancak elbette bunları kanıtlamanın bir yolu da yoktur. Kimileri Anemon çiçeği ile Gelincik çiçeği arasında gidip gelir bu hikayeyi adamak için.

Erol Kara - @bizdenoku