Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

1980 lerde İstanbul.. Garip, Sahipsiz, Çaresiz...


1977 - 1990 yılları arasında gazetelerde çalışan editörümüz Erol Kara tarafından yapılan haberlerden bir kısmı..
İşte o yıllarda Türkiye'den yaşam manzaraları...
Sene 1980... Belediye Başkanları Cumhuriyet Halk Partisinden..
Bu haber yayınlandıktan 10 ay sonra 12 Eylül Askeri darbeye şahit olacak..
Türkiye'de sanayi, ekonomi, insan yaşamı adeta felç olmuş. Çaresizlik içinde.. 
Kamu kurumları mı, hiç sormayın.. Vatandaştan fazla ağlıyordu.
Genelde CHP'li belediyeler kadrolarına militan yerleştirmiş ve kimse iş yapmıyor. Bir masada birden fazla sözde memur çalışıyor. İşe eleman değil, memura iş bulmaya çalışsalar da yetersiz kalıyorlar.
Kadrolar o kadar şişmiş ki bunların ücretlerini karşılayacak maaş ortada yok. 
Memurlar, işçiler para alamaz durumda..
Her yer çöp, her yerde tesisler bozuk, hizmet yok...
Devletin kasası boş,
Belediye ve kamu çalışanları sürekli sokaklarda direniş, grev, savaş içinde..
Her köşede bir ceset, hatta birden fazla ceset
İnsanlar gece dışarı çıkamaz, kardeş kardeşe güvenemez olmuştu.
Zaman zaman bir araya gelen Belediyeler devletten maaş ödenmesi için devletin kapısından ayrılmıyor. İşte zamanın valisi Nevzat Ayaz dert dinliyor. Çözüm yok..
Ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi İflasın Eşiğinde..
Zamanın CHP'li Belediye Başkanı Aytekin Kotil basın toplantısında acziyetini dile getiriyor.

Vali, Belediye Başkanlarını Dinliyor. Sonuç.. Yok..

Belediye Başkanı Aytekin Kotil.Basın toplantısında "40 paraya muhtacız" diyor. Sağdan ikinci gözlüklü, editörümüz Erol Kara

Bir belediye kuruluşu olan  İstanbul Halk Ekmek çalışanalrı direnişte.
Militanlara adeta sığınak yapılan belediyenin bu kurumunda ekmek yerine direniş üretiliyor. Zamanın CHP'li Belediye Başkanı Aytekin Kotil gazetecilere "direnişi kaldıracağız" derken söylediğine kendisi dahi inanmıyordu.

İstanbul'da hal böyleyken bir zamanlar Üsküdar'ın bir beldesi olan Ümraniye'de de kamu yöneticileri ilçe olma derdinde. Bugün büyük bir şehir gibi olan Ümraniye 1980li yıllarda ilçe olmanın mücadelesini veriyordu. 
Sadece Ümraniye'de ilçe olma derdi mevcut değildi.

1980li yıllarda iflasın eşiğine gelmiş İstanbul Belediyesinin o dönem CHP'li Belediye Başkanı Aytekin Kotil bu kez günümüzde moloz yığınları, savaş haline dönmüş sokakları, mültecilerin barınağı haline gelmiş yıkık dökük evlerin bulunduğu Vefa, Süleymaniye, Zeyrek, Küçükpazar ve Vefa'nın kurtarılması peşinde idi.
O dönemde her sokakta adeta küçük sanayi şehrine dönmüş bulunan o semtlerden sanayinin şehir dışına atılması için çalışmalar yapacapını belirten belediye bugünün temellerini atmış oldu.
Bugün sözde koruma altına alınmış gibi görünen semt rant avcıların iştahını kabartıyor.
Belediye belediyeliğini bunlarla yapmıyor tabi..
O dönemin beceriksiz ve militan yuvası haline gelmiş belediye işi gücü bırakmış ayakkabı boyacıların peşine düşmüştü.
Halkı "pahalıya boyayan ayakkabıcıları bize ihbar eden" belediye adeta ayakkabı boyacılarına savaş açmıştı ... İşte o günün gazete haberi..



Ve anarşistler vatandaş su içmesin diye kuyuları taşla dolduruyor.. Yer Küçükçekmece.. Yetkililer Küçükçekmece Belediyesinden bakmakla yetiniyorlar..

Ve 1980 li yılların vatan hainlerinden halka zulüm olacak eylemlerinden biri ile uğraşan Küçükçekmece ve Avcılar Belediyesi çalışanları, Gazetecileri davet ederek kuyu başı basın toplantısını yaptılar. O  dönem solcu anarşistler kuyu suyu ile yaşamaya çalışan Küçükçekmece'dekileri susuz bırakmak için kuyuları taşla dolduruyordu. Hatta Avcılar halkını susuz bırakmak için su pompa istasyonunun çalışanlarını ölümle tehdit eden militanlar bugün bu yaptıklarını ne kadar hatırlıyordur.. O dönmede taşla dolan kuyular için basın toplantısını kuyu başında yapan yetkililer dertlerini böyle anlatıyordu.

Birazda belediye dışına çıkalım.. Esnaf camiyi tamir ediyor. Vakıflar mahkemeye veriyor.


İki kurum biri Vakıflar , Diğeri bugünlerde halen var mı bilmiyorum ama T.A.C adlı bir vakıf..
T.A.C "kültür varlıklarını korumak zorundayız" diye feryat ediyor, Vakıflar bir caminin minaresini yapan esnafı mahkemeye veriyor.

Öylesine garip bir ülke idi 1980 li yılların Türkiye'si... Bitti mi bitmedi..

Kaynak : Erol Kara Arşivi - @bizdenoku