Doğa Tarihi Müzesi ve Zafiyet

Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin bulunduğu Karaağaç Yerleşkesindeyiz. Mimar Kemaleddin tarafından yapılan tarihi gar binası, nostaljik kara treni, Lozan Anıtının yanı sıra gezdiğim yerlerden biri olan Trakya Üniversitesi Doğa Tarihi Müzesi görülmeye değer ilginç müzelerden biri. 

Müze’de çeşitli omurgasızlar, böcekler, yumuşakçalar, bitkiler, balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeli hayvanlara ait materyaller mevcut. Giriş ücretli. 20 TL'ye girilen müze için bu bedel uygun mu derseniz, tabii ki hayır.. Bu tür müzelerin daha fazla ziyaretçiye hitap edebilmesi için tanıtımın eksikliğini hissediyoruz. Hatta var olan web sitesinin de müze kadar donuk olduğunu söyleyebiliriz

Edindiğim bilgilere göre, müzenin temelini oluşturan materyaller üniversitenin Biyoloji Bölümü depolarında yer alan 100.000’i aşkın böcek, tanımlanmış 2.000 böcek türü, 1.000’i aşkın iskelet ve doldurulmuş omurgalı örnekler ile 15.000 bitki örneğinin halka açılmamış olması. Mevcut müze eğer zoolojiye meraklı değilseniz 10 - 15 dakikada gezip hemen ardından çıkıp gidebileceğiniz kadar küçük. 

Arazi büyük olmasına rağmen depolarda saklanan materyallerin gün yüzüne çıkartılacak şekilde sergilenmemesi çok büyük kayıp. Hatta, dünyanın en büyük ve en ilgi çekici Botanik ve Zooloji müzesi olabilir. Mükemmel bir müzecilik anlayışı ile sergilense dünya çapında ziyaretçi gelebilir. 

Trakya Üniversitesi yerleşkesinde tarihi gar binası, nostaljik kara tren, Lozan Anıtı ve Doğa Tarihi Müzesi yer alıyor

Gördüğüm kadarıyla müze klasik müze tasarımı zihniyetiyle "yaptım oldu" bir anlayışla, dar, kasvetli, sıkışık bir şekilde ziyaretçi karşılıyor. Oysa mevcut hayvan sesleriyle ve rehber eşliğinde günün teknolojik imkânlarıyla hazırlanmış daha ferah bir ortam olsa inanın insanlar daha fazla etkilenir. Dedik ya, işinin uzmanı olmayan amatör bir ekibin okulun bir yanına derledikleri bu müzemsi yere Doğa Tarihî isminin verilmiş olması da garipsenecek bir isimlendirme olmuş. Zooloji müzesi dense ismi ile müsemma olacak olan müzenin doğa tarihi ile ilişkisi olmadığını da üzülerek belirtelim

Yine de "hiç yoktan" deyip Edirneliler için doğada görme fırsatı bulamadıkları hayvan ve bitki türlerini müzede görme fırsatı bulunuyor.
Ölü bulunan ya da tedavi sırasında telef olan yaban kedisi, tilki, su maymunu ve çeşitli kuş türlerinin tahnit yöntemiyle sergilendiği müzede çeşitli omurgasızlar, böcekler, yumuşakçalar, bitkiler, balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memelilere ait, 53 balık, 47 kuş, 65 memeli ve 20 amfibik canlı türünün yanı sıra yaban hayvanlarıyla ilgili dikkat çekici bulgular da yer alıyor.

Erol Kara  - @bizdenoku