Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Beyne Pıhtı mı Atmış..


Son dönemde "beyne pıhtı attı" şeklindeki ifadeleri sık duyar olduk.
Pıhtı atması, tarifi şöyle..
Beyin damarlarının bir tıkaç ile tıkanması, damarın beslendiği bölgede kanlanma yetersizliği ve buna bağlı beynin fonksiyon kaybına uğraması durumuna pıhtı atması denir.
Gerek dünyada gerek ülkemizde yaşlı nüfusun giderek artması ile birlikte kalp yetersizliği, ritim bozuklukları ve buna bağlı inmeler giderek artmakta ve önemli bir toplum sağlığı problemi haline gelmektedir. 
Damar tıkanıklığı, kontrolsüz yüksek tansiyon, obezite, kontrolsüz şeker hastalığı, genetik nedenler ve yaşla birlikte kalbin kasılma fonksiyonları bozulmakta ve çeşitli ritim bozukluklarını tetiklemektedir. Ritim bozukluklarından en önemlisi ‘atriyal fibrilasyon’ olarak adlandırılmaktadır. 
Kalbin senkron çalışmaması sonucu, atriyum denen kulakçıklarda ve özellikle appendiks diye adlandırılan bölgesinde kan akımı yavaşlar ve pıhtı oluşur. Bu pıhtının başta beyin olmak üzere vücudun herhangi bölgesine atması sonucu inme ve diğer damar tıkanıklıkları meydana gelmektedir.
Beyin damarlarının bir tıkaç (= emboli) ile tıkanması en sık kalpte oluşan bir pıhtının damar akımı ile beyin damarına gelmesi ile pıhtı atması ortaya çıkar; bu genellikle atriyal fibrilasyon gibi kalp ritim bozukluklarında, kalpte protez kapakçık olması durumunda, enfeksiyonlarda ortaya çıkar. Ayrıca, boyundaki şah damarlarındaki (karotis sistemi) plaklardan, travmalardan, tümöral durumlardan da pıhtı atması kaynaklanabilir.
İşte bu kısımda öncelikle "emboli"yi tanımakla başlamak gerekiyor. 
Emboli damarlarımızda dolaşan kanın pıhtılaşması, damar içine hava girmesi veya liposuction ve yağ enjeksiyon ameliyatları sonrasında yağ dokusunun damar içine geçmesiyle yaşanan tıkanma durumu. Çoğu emboli durumu genellikle pıhtılaşmış kan hücrelerinden oluşuyor. Emboli nedeniyle damarlarımızda kan geçişi azalıyor veya tamamen duruyor. Tıkanan damarın beslediği alanda oksijen yetersizliğine bağlı işlev kaybı ve/veya yetersizliği oluşuyor ki embolinin en sık belirti verdiği organların akciğer, beyin, kalp ve göz olması da buna bağlı.

Emboli türleri neler?
Akciğer embolisi:
 Genellikle bacakta oluşan pıhtının, akciğer atar damarlarından bir veya birkaçını tıkaması ile oluşan tablo. Emboli zaman içinde vücut tarafından parçalanarak kayboluyor. Bununla birlikte, eğer bu emboli akciğerin ana damarlarını tıkamışsa hasar ölüme yol açıyor.
Beyin embolisi: Bir kan pıhtısı beyne giderse, bir iskemik inme veya geçici iskemik atağa neden oluyor.
Retinal emboli: Büyük bir arteri bloke etmeyen küçük pıhtılar gözün retinasından beslenen küçük damarları tıkayabiliyor. Sonuç genellikle bir gözde ani körlük yaşanması oluyor.
Septik emboli: Vücuttaki enfeksiyon sonucu oluşan parçacıklar kan dolaşımına ulaştığında ve kan damarlarını tıkadığında oluşuyor.
Hava embolisi: Genellikle damara bağlanan serumlar nedeniyle damara giren hava yüzünden oluşuyor.
Yağ embolisi: Kan dolaşımına yağ veya kemik iliği parçacıkları girmesi nedeniyle oluşuyor. Genellikle liposuction ve yağ enjeksiyonu ameliyatları ya da büyük kemik kırıkları sonrasında görülüyor.

Neden emboli oluşur?
Emboli, pıhtılaşmaya eğilimli kan ve damar hastalıkları, varis, kalp hastalıklarına sahip kişiler ile sigara içenlerde daha sık oluşuyor. Diğer emboli tipleri için risk faktörleri ise; yüksek tansiyon, ateroskleroz (kan damarlarındaki yağ plaklarının birikmesi) ve yüksek kolesterol olarak sıralanabilir. Akciger embolisinin başlıca nedeni derin ven trombozu (kan pıhtılaşması). Bu da bacaklardaki damarların pıhtılaştığı bir durum. Kandaki doğal ajanlar, tıkanıklığın herhangi bir etkisine neden olmadan küçük pıhtıları genellikle çözer. Bazı pıhtılar çözülmek için çok büyüktür ve akciğerlerdeki veya beyindeki ana damarları tıkayacak boyuta ulaşırlar.
Bacaklardaki kan akışını yavaşlatan faktörler pıhtılaşmaya neden olabilir. Uzun süreli uçuşlardan sonra, bacakların hareketsiz kalmasından sonra veya uzun süreli yatak istirahatinin ardından Derin Ven Trombozu(DVT) veya akciger embolisi oluşabilir. Bu iki durum da kanser, daha önce yapılmış bir ameliyat, kırık bir bacak veya kalça, kan pıhtı oluşumunu artıran kan hücrelerini etkileyen genetik hastalıkları içeriyor.
Beyin damarlarının bir tıkaç (= emboli) ile tıkanmasına bağlı pıhtı atması belirtileri tıkanan damara göre değişiklikler gösterir ve klinik tablo çok geniş bir yelpazede değişir. Pıhtı atmasında çok hafif hatta bazen gözden kaçabilen hafif derecede etkilenen hastaların yanında ani ölümler dahi görülebilir. Pıhtı atmasının klinik tablosunda sıklıkla kol ve bacaklarda kuvvet kaybı/felçler, duyu bozuklukları, konuşma bozuklukları, görme kayıpları, bilinç etkilenmeleri şeklinde ortaya çıkar.

Pıhtı atması önlenebilir mi?
Bilindiği üzere beyin damarlarının bir tıkaç (= emboli) ile tıkanması kalp-damar hastalıklarından, enfeksiyonlardan, tümörlerden, travmalardan kaynaklanabilmektedir. Birincil hastalığın tanınması ile koruyucu tedaviler yapılarak beyin damarlarının tıkayıcı hastalığı büyük ölçüde engellenebilmektedir. Bunun yanında, pıhtı atmasının erken tanınması (ilk saatlerde) ile girişimsel müdahaleler yapılarak henüz beyin dokusunda çok ileri hasar oluşmadan pıhtı atması ve etkileri geri döndürülebilmektedir.

Hangi sonuçlara neden olur?
Pıhtı atması; beyin damarlarının tıkayıcı (trombo-embolik) hastalıkları, felç, konuşma bozuklukları, görme bozuklukları, duyusal etkilenmeler ve psikokognitif (algılama ve değerlendirme) bozukluklar gibi nörolojik kayıplara ve vücutta sistemik etkilenme ve işlev bozukluklarına hatta bazen ölüme yol açabilir.
Şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı, kalp hastalıkları ve diğer kan dolaşım bozuklukları ile fiziksel aktiviteden yoksun yaşam, inme riskini artırır. Genel olarak beyin damar hastalığı, riskli hastalarda ani gelişen, baş ağrısı, baş dönmesi, sağ veya sol tarafında güçsüzlük, uyuşma, konuşma bozuklukları, denge sorunları, görme, yutma gibi fonksiyonlarda bozulma ile kendisini gösterir. Semptomlar bazen daha hafif uyuşmalar, baş dönmesi, denge bozuklukları iken, bazen de ani bilinç kaybı gibi ağır tablolar şeklinde olabilmektedir.

Tedavisi mümkün müdür? Pıhtı atması sonrası kişi sağlığına yeniden kavuşabilir mi?
Beyin damarlarının tıkayıcı (trombo-embolik) hastalıkları, kişinin sağlık kontrollerinin ve tedavilerinin düzenli bir biçimde takibi ile en çok kalp-damar sistemine ait ya da diğer sistemlere ait hastalıkların tanınmış olması, gerekli tedavilerin yapılıyor olması ile pıhtı atması büyük ölçüde önlenebilir bir hastalık grubudur. Pıhtı atmasının ortaya çıkması ile oluşan nörolojik hasar kişiye ve kayıpların ne olduğuna ve derecesine göre farklı sonuçlansa da pıhtı atmasında sıklıkla erken tanı ve zamanında ve doğru bir tedaviyle günümüz tıbbi imkanları içinde büyük ölçüde geri döndürülebilmektedir.

Derleme : bizdenoku