
Yolu adliyeden geçmeyen yok gibi bir ifadeyi kullanmak artık şaşırtıcı değil. Bilhassa internetin yaygınlaşması, sosyal medyanın varlığı, elinde telefon alan herkesin her gördüğünü bilinçli bilinçsiz paylaşması artık olağan hale geldi. Olağan hale gelse de hayatın doğal akışına çok geriden gelen hukuki kural ve yasalar hemen herkesi adliye ve karakollara düşürmek zorunda kalıyor. Bir de yasaların boşluğunu bulanların haksız kazanç peşinde koşması, bir çok avukatın kendine yeni bir iş bulmak için her olanı didik didik edip, "sen vekalet ver geri kalan ben hallederim, fifti fifti bölüşürüz" hezeyanları artık davalık olmayan kimsenin kalmayacağı yönde...
Durum acı da olsa gerçek bu.. Pekala Yargının giderek bölümlere ayrılması, her gün yeni bir yasanın çıkması, yönetmeliklerin bir önceki yönetmeliği sürekli güncellemesi, dün yazılan bir karar/kuralın bir süre sonra değiştirilmesi.. Yasaların bir gecede çıkartılması..
Giderek Baroların ve bağlı avukatların eskiden olduğu gibi saygın olmadığı ya da kalmadığı günümüzde birde buna eklenen sahte hukuk büroları, arabulucular, uzlaştırmacılar ..
Hukuk ve Adalet ne yazık ki iyiye gitmiyor. Adliye binaları eskiden tenha iken bugün Saraylara dönen devasa binalarda adalet dağıtılıyor. Dün 2 metrekare yere sığan avukatlar bugün devasa ofislerde kaplarına sığmaz vaziyette.
Yıllar önce bir kaç tane olan hukuk fakültesi bugün hemen hemen her şehirde Ve sayısız hukuk mezunu, avukat sokaklarda..
İşçi avukatlar haklı ya da haksız işveren avukatların buyurduğu her işi yapmak ve asgari ücret seviyesindeki maaşa bile razı olarak ellerinden geleni yapmak için mazlum zalim demeden herkesin karşısında.
5237 sayılı TCK'nun 'Kanununun Bağlayıcılığı' başlıklı 4. maddesinde yer verilen "Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz." kuralı işlenen fiilin suç olduğunun bilinmemesinin failin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını ifade etmektedir. İyi ama hukukun içinde olanların bile bilemeyeceği kanunlar varken sokaktaki vatandaş sürekli değişim halinde olan kanunları nasıl bilsin.Ayrıca kimsenin dikkate almadığı aynı maddenin 2.fıkrasını "Ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz" kuralını kimse dikkate almazken...
Giderek Baroların ve bağlı avukatların eskiden olduğu gibi saygın olmadığı ya da kalmadığı günümüzde birde buna eklenen sahte hukuk büroları, arabulucular, uzlaştırmacılar ..
Hukuk ve Adalet ne yazık ki iyiye gitmiyor. Adliye binaları eskiden tenha iken bugün Saraylara dönen devasa binalarda adalet dağıtılıyor. Dün 2 metrekare yere sığan avukatlar bugün devasa ofislerde kaplarına sığmaz vaziyette.
Yıllar önce bir kaç tane olan hukuk fakültesi bugün hemen hemen her şehirde Ve sayısız hukuk mezunu, avukat sokaklarda..
İşçi avukatlar haklı ya da haksız işveren avukatların buyurduğu her işi yapmak ve asgari ücret seviyesindeki maaşa bile razı olarak ellerinden geleni yapmak için mazlum zalim demeden herkesin karşısında.
5237 sayılı TCK'nun 'Kanununun Bağlayıcılığı' başlıklı 4. maddesinde yer verilen "Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz." kuralı işlenen fiilin suç olduğunun bilinmemesinin failin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını ifade etmektedir. İyi ama hukukun içinde olanların bile bilemeyeceği kanunlar varken sokaktaki vatandaş sürekli değişim halinde olan kanunları nasıl bilsin.Ayrıca kimsenin dikkate almadığı aynı maddenin 2.fıkrasını "Ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz" kuralını kimse dikkate almazken...
İlk kez polise ifade veren, ilk kez savcıyla görüşen, uzlaştırmacıya ya da arabulucuyla ilk kez karşılaşan, bilirkişi ne demek, adliye , adli memur, icracı, haciz işleri vs bilmeyen kimseler ve sonunda sürüp giden, yıllarca sürüp giden hukuki davalar, savunmalar, suçlanmalar sonunda bir imdatına bir merci arayan insanlar giderek artmaktadır.
Pekala, her kurum hata yapar da Adliyelerde çalışanlar, Hakimler, Savcılar, Mübaşirler, Yazı İşleri Müdürleri, kalem memurları, mübaşirler, katipler, icra müdürleri, avukatlar, arabulucular, noterler, uzlaştırmacılar, bilirkişiler ve aklınıza ne gelirse hukukun hangi biriminde görev yaparsa yapsın bunlar hata etmez mi.
Bunlar kusursuz mu?
Davalar sorgulanamaz mı?
Bunların hepsi mümkündür.
Bugün bakıyoruz Adalet Bakanlığının kuurmları, Baro ve üyeleri, Arabulucular, uzlaştırmacıları vatandaş hiç bir zaman çözüm elde edemeyeceği internette bulunan şikayet sitelerine yapmaktadır.
Bunların hepsi mümkündür.
Bugün bakıyoruz Adalet Bakanlığının kuurmları, Baro ve üyeleri, Arabulucular, uzlaştırmacıları vatandaş hiç bir zaman çözüm elde edemeyeceği internette bulunan şikayet sitelerine yapmaktadır.
Çare aramaktadır.
Bunu yaparken de yanlış yapmaktadır.
İşte buyurun en popüler şikayet sitesi olan şikayetvar.com 'dan birkaç istatistik bilgi.
İşte buyurun en popüler şikayet sitesi olan şikayetvar.com 'dan birkaç istatistik bilgi.
2022 yılında Adalet Bakanlığına yapılan 1469 şikayet var. 2025 Şubat ayında ise sayı 4298 olmuş.
Bu mecraya şikayet yazanlar arasında avukatların da yer alması gayet ilginç...
Bu mecraya şikayet yazanlar arasında avukatların da yer alması gayet ilginç...
Bir avukat dahi Adaletsizlik var diye bu siteye yazıyorsa sokaktaki vatandaş ne yapsın..

2022 yılında şikayet sayısı
2025 Şubat şikayet sayısı
Sosyal Bağlantılar