Asgari Ücret komisyonu bu yazının yazıldığı saatlerde ilk kez, 10 Aralık 2025 tarihinde toplanıyor. 2025 yılı için geçerli olacak çalışanların alacağı ücret belirlenirken, buna bağlı olarak pek çok kamusal alacağa, kıdem tazminatlarına vs gibi aklınıza ne gelirse gelsin tamamı da bundan etkilenecek.
Aslında asgari ücretin yüksek oranda artırılıp buna paralel pek çok şeyin zamlanacağı bilinen bir gerçek. Bugünkü koşullarda TUİK her ne kadar yıllık enflasyon göstergesi ile gerçek hayattaki enflasyon oranında iki kattan fazla bir oran farkı olsa da, TUİK'in gerçekleri yansıtmadığı bilinse de vatandaşın bir çözüm yolu bulması imkansız. Neticede son tüketici daima mağdur, ezilen ve erimekte olan kesimdir.
Şimdi, sık sık yazılarımda dile getirdiğimiz işverenlerin çalıştırdıkları işçilere haklarını vermemekte ısrarcı olmaları ve bu uygulamalarına bir yaptırım gelmemesi.
Asgari Ücret, bir çalışana verilebilecek minimum üretin karşılığıdır. Ancak, bilhassa mülteci akınına uğrayan ülkemizde son 8 yıldır mültecilere belirlenmiş asgari ücretin yarısını bile vermeyen işverenler bu toprağın insanına da , adeta "dışarıda bir sürü mülteci var. Senin alacağından az veririm, senin yapacağını işi yapar, istersen çalış" diyerek tehditlerle yıllanmış işçisine asgari ücreti reva görmektedir.
Sadece bu mu ? Tabii ki, hayır.. İşe yeni giren tecrübe sahibi işçiye de asgari ücretten daha az rakamla işe başlatmayı marifet bilmektedir.
İşçi hakkını yemeyi marifet sayan işverenler yüzünden asgari ücret gösterile gösterile emekli olurken üç beş kuruşa talim etmek zorunda kalanların da devleti suçlamaları anlaşılır gibi değil.
Yıllarını verdikleri meslekte, işverenlerin ödedikleri maaş ne olursa olsun SGK primine esas olarak asgari ücret göstermeleri hak hırsızlığını , çalışanın geleceğinden çalışmanın göstergesi olurken yıllar yılı işverenine itiraz etmeyen işçi emekli olunca devleti düşman biliyor.
Devlet, asgari ücreti kaç lira ederse etsin, işveren bu ücreti ödemediği takdirde değişen bir şey yok.
Her seferinde SGK en azından bir yasa ile ödenen prim miktarında denetleme yapabilir, önerisi getirsek de şikayet olmadıkça buna müdahale etmemektedir. Oysa SGK, "ilk defa işe giren bir işçi 1 yıl çalışırsa asgari ücret ödemesi alır" der ve sonraki yıllarda buna müsaade etmezse, bir hakkın kazanılmasına vesile olmuş olacaktır.
İşçinin sonra ki yıllarında bu miktarın artırılması için baskı uygulayarak hem çalışanın istikbalini kurtarmış olur, hem de asgari ücretten fazla ücret almasını sağlamış olur. Hem de , devlet kazanmış olur.
Asgari Ücret'in çalışana tam olarak ödenip ödenmemesi , işçi hakkını gasp eden ,işverenlerin denetlenmesi ile mümkün olacaktır. Çünkü, vicdan ve iyiniyet ne yazık ki, kalmayan çok para kazanma hırsından vazgeçmeyen, işçiyi köle gibi görme anlayışını asla bırakmayan işverenlerde Allah korkusu kalmadığını üzülerek izliyoruz.
Erol Kara - @tarihivefa için yazdı
Sosyal Bağlantılar