Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Mezarlığa Haciz Koymak Mümkün müdür?


Bir varlık yönetim şirketi Mardin'in bir köyündeki borçlu kişiye ait mezar yerine haciz koymuş. Haberi okuyan vatandaşlar mezarın, mezarlıkların haciz edilip edilmeyeceğini araştırmaya başladı.
Aslında, bugün medyada yer alan, mezar yerlerine ya da mezarlıklara haciz konulması olayı ilk olmuyor. Geçmiş yıllarda da bir çok kerelere mezarlıklara haciz konulduğu, Yargıtay'a kadar konu ile ilgili itirazlar yapıldığı bilinmektedir. Mezar yerine ya da mezarlıklara haciz konulup konulmayacağına dair edindiğimiz bilgiler şöyle;
Mezarlıklar kamu yararına ayrılmış mallardandır. Mezarlıklar kullanılış şekline ve durumuna göre "faal mezarlık" ve "metruk mezarlık" olmak üzere ikiye ayrılır. Köylerdeki mezarlıklarla ilgili olarak 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 24. maddesinde "köylerde bulunan 53 metruk ve kimsesiz mezarlıklar ve vakfa ait umumi mezarlıklar köyün manevi şahsiyeti namına tescil olunur" hükmü mevcuttur. Kamu malı niteliğinde bulunan faal mezarlıkların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisapları mümkün değildir. 
“3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesi gereğince genel mezarlıklar kamu hizmet malı olup, zilyetlikle iktisap edilemez ise de, metruk mezarlıkların zilyetlikle kazanılmasını önlemeye yönelik yasalarımızda hüküm bulunmamaktadır. Öncelikle mezarlığın niteliğinin saptanması gerekir.” 
(Y. 16. Hukuk Dairesi E:2003/4971 K:2003/4740 T:22.05.2003) 
Özet: Genel mezarlıklar kamu hizmet malı olup zilyetlikle iktisap edilemez ise de metruk mezarlıklar zilyetlikle kazanılabilir. Öncelikle mezarlığın niteliği saptanmalı ve sınırlan değişebilir nitelikte olduğundan; mezarlık aleyhine genişleme yapılıp yapılmadığı konusunda; yerel bilirkişiler, teknik bilirkişi ve taraftarlarından ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmalı, ayırıcı unsurun varlığının kanıtlanması halinde vergi kaydının sabit sınırlı kabul edilerek kapsamının sınırlarına değer verilip; sonucuna göre
hüküm kurulması gerekir.
Mezarlıklar, sınırları içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişiliğine aittir. Gerek Belediye ve gerekse Köy Kanununa göre, bu tür yerler kamu mallarından sayılır. İdare ve nezaret görevi, içerisinde bilindiği kamu kuruluşuna ait bulunmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanununun 79. maddesine göre, “diğer kanunlarla getirilen hükümler saklı kalmak üzere, mezarlıklar ile belediye sınırları içinde bulunan ve sahipsiz arazi niteliğinde olan seyrangâh, harman yeri, koruluk, dinlenme yerleri, meydanlar, bataklık, çöp döküm sahaları, yıkılmış kale ve kulelerin arsaları ve enkazı ve benzeri yerler belediyenin tasarrufundadır” denilmiştir. Köyler bakımından 2644 sayılı Tapu Kanununun 24. maddesinde; "köylerde bulunan metruk ve kimsesiz mezarlıklarla, vakfa ait umumi mezarlıklar köyün manevi şahsiyeti adına tescil olunur" hükmü vardır. 
İçinde ceset olsa da olmasa da bir şahsın kendisine ait tapulu mezar yeri olsa da haciz edilemeyeceği mezar yerinin kamu malı sayılması nedeniyle imkansızdır. Ancak, üzerinde bulunan mezar taşları, süslemeler hatta tabut haczedilebilse bile bunun etik olmayacağı göz önüne alınmalıdır.
Genellikle mezar yerlerine ait tapularda kişiye ait olmadığı, sadece "bu belge tapu değildir, alınan mezar yerinin kullanımına izin veren bir belgedir. Mezar yerinin mülkiyeti belediyeye aittir. 3. şahıslara satılamaz. devir edileemz.ve defin için kullanılamaz." denildiği de geçektir. Yani mezar yeri satın alan borçlu yerin mülkiyetini değil, kullanım hakkını satın almıştır, ama intifadan farkı ölümle son bulmuyor, ölümle kullanım hakkı doğuyor.
Sonuç;
Mülkiyeti Belediye veya Köy Tüzel Kişiliklerine Ait Olan Umumî Mezarlıklar Haczedilemez Kamu mallarının haczedilemezliği ilkesinin kamu mallarının devredilemezliği ilkesinin bir sonucu olduğu söylenebilir. Zira, haciz de bir devir sonucu doğurmaktadır. Kamu mallarının haczedilmemesinin sebebi ise, tahsis ile alâkalıdır. Çünkü, kamu malından bahsedebilmek için tahsis gerekir. Kamu mallarının haczi hizmetlerin kesintiye uğramasına sebep olacağından, kamu mallarının haczedilmemesi gerekir. Kamu mallarının haczedilmemesinin diğer bir sebebi olarak ise, devlete karşı cebrî icra usulünün işlemeyeceği düşüncesidir. Aynı zamanda, kamu mallarının haczedilememesi ilkesi, kamu hizmetlerinin görülebilmesini kolaylaştırarak hukuk devletinin gerçekleştirilmesine de yardımcı olur. Kaldı ki; kamu hizmetlerinin görülmesine ayrılmış olan malların hacze konu olabileceklerini düşünmek Devlet'in yerine getirmekte görevli bulunduğu hizmetlerin ifa vasıtalarını ortadan kaldırmak gibi arzu edilmeyen bir netice doğurur 
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi, “devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar” haczedilemez şeklindedir. Öğretide, devlete ait malların özel mal ya da kamu malı olması fark etmeksizin haczedilemeyeceği; buna karşılık, devlet dışındaki kamu tüzel kişilerine ait sadece kamu mallarının haczedilemeyeceği özel mallarının ise haczedilebileceği ifade edilmektedir