Oğlu gözaltına alındığı için işe gidemeyen işçi, devamsızlık yaptığı için tazminatsız işten çıkarıldı.
Ailesinin ısrarı üzerine amirlerine bilgi vermeden oğlunun işlemlerini takip etmek için Emniyet Müdürlüğü'ne giden işçi, üç gün devamsızlık yapınca tazminatsız işten çıkartıldı. Yapılan görüşmelere rağmen tazminat alamayan işçi, soluğu mahkemede aldı. Yargıtay, işçinin haksız atıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetti.
İşte emsal olacak kararı
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/645
Karar No. 2022/1736
Tarihi: 14.02.2022
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının 25/01/1999 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği 22/07/2016 tarihine kadar davalı işyerinde çekici şoförü olarak çalıştığını, müvekkilinin iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, davacının 18/07/2016, 19/07/2016, 20/07/2016 tarihlerinde işe gelmediği ve alınan savunmasının yeterli bulunmadığından bahisle iş akdinin feshedildiği savunulsa da, davacının yazılı savunmasının alınmadığını, feshin haksız olarak yapıldığını iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini, 16/07/2016 tarihinde görevdeyken Türkiye'de 15/07/2016'da yaşanan darbe teşebbüsü ve meydana gelen toplumsal olaylar nedeniyle emniyet birimlerinin talimatı ile çekicilere ihtiyaç duyulması ihtimaline binaen tüm çekici şoförlerine telsizlerini kapatmamaları ve ihtiyaç halinde görevlerine çağıralacağı yönünde talimat verildiğini, davacının talimattan haberdar olduğu halde 17/07/2016 tarihinde telsizini kapattığını, davacının görev yerini terk ederken hiç kimseye bildirimde bulunmadığını ve izin almadığını, sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davalı işverenlikçe davacının iş akdinin haklı sebeple feshedildiği kanaatiyle kıdem ve ihbar tazminatının reddine ücret alacaklarının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1) b) 2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise davacının devamsızlık yaptığını, feshin haklı nedene dayandığını savunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının 18-19- 20/07/2016 tarihlerinde işe gelmediği ve hakkında tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır. Davacının devamsızlığına ilişkin olarak savunması alınmış olup davacı savunmasında; 16.07.2016'da cihazını açarak 08:00'de göreve başladığını, 19:00 da görevi bitmesine rağmen meydana gelen olaylardan dolayı cihazı kapatmaması ve göreve devam etmesinin söylendiğini ve göreve devam ettiğini, 17.07.2016 günü eşini aradığını ve İzmir ilinde askeri hakim olarak görev yapan oğlunun göz altına alındığını öğrendiğini, bu haber üzerine çekicisi ile eve gittiğini, ailesinden durumu öğrendikten sonra saat 03:00 de görevine geri dönerek 05:00 e kadar çalıştığını, ailesinin İzmir'e gitmek için ısrar etmesi üzerine aracını 05:15 sıralarında Trafik Şube Müdürlüğü yanına çekerek saat 06:00'da otobüse binip İzmir'e gittiğini, kendisinin cep telefonu olmadığından ve amirlerinin numaralarını bilmediğinden haber veremediğini, 20.07.2016 tarihinde Ankara'ya geldiğini, müdür yardımcısı Ömer Baltacı’yı arayıp durumu anlattığını, yarım saate kadar oğlundan bir haber beklediğini, haber gelince göreve geleceğini söylediğini, haber gelmeyince ailesinin psikolojik durumları iyi olmadığından onları yalnız bırakıp gelemediğini, 21.07.2016 günü ise göreve başladığını, beyan etmiştir.
Davacı işe gelmeme gerekçesini, oğlunun bir suçtan göz altına alınması/tutuklanması sebebine dayandırmıştır. Davacının oğlunun davacının savunmasında belirtilen tarihlerde gözaltına alınması/tutuklanmasına ilişkin iddianın doğruluğu araştırılarak, bu iddianın doğru olmadığının anlaşılması halinde şimdiki gibi karar verilmesi gerektiğinin, ancak iddianın doğruluğu halinde davacının devamsızlığı haklı bir mazerete dayanacağından, bu durumda işverence gerçekleştirilen feshin geçerli neden teşkil edeceği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. Açıklanan nedenle eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine ,14.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sosyal Bağlantılar