Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

İşveren, Maaşına Haciz Gelen İşçiyi İşten Çıkartabilir


Maaşına haciz gelen işçinin işine son verilebilecek Yargıtay'ın bir kararına göre; maaşına üçüncü kişiler (bankalar, mal aldığı firmalar vs.) tarafından haciz konulan işçinin, işverence işine son verilebilecek.

GEÇERLİ NEDEN
Yargıtay'ın kararına göre;
"İşçi ücretinin, borcu nedeniyle haczedilmesi, feshi geçerli kılmalıdır. İşçinin ücretine sık sık haciz gelmesi, işyerinde örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecini veya işyeri organizasyonunu olumsuz yönde etkilediğinin kabul edilmesi halinde, geçerli fesih nedeni oluşur. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi gerekir. (Yargıtay 9 H.D. 20.10.2008 Tarih, E.2008/3737, K.2008/27673 sayılı Karar).
Somut olayda, işçi hakkında değişik alacaklılar tarafından, çok sayıda icra takibi yapıldığı ve ücretine hacizler konulduğu, işverenin ihtarına rağmen işçinin, ücreti üzerindeki haczi kaldırmadığı görülünce, işçinin işine son verilmiş. Olayın yargıya intikali üzerine, Yargıtay işvereni haklı bulmuştur.

Yargıtay'ın kararına göre;
"İşçi ücretinin, borcu nedeniyle haczedilmesi, feshi geçerli kılmalıdır. İşçinin ücretine sık sık haciz gelmesi, işyerinde örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecini veya işyeri organizasyonunu olumsuz yönde etkilediğinin kabul edilmesi halinde, geçerli fesih nedeni oluşur. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi gerekir. (Yargıtay 9 H.D. 20.10.2008 Tarih, E.2008/3737, K.2008/27673 sayılı Karar)

Benzer bir karar
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/10363
K. 2008/6019
T. 24.3.2008

• İŞE İADE TALEBİ ( İşyerinin Önemli Zaman Kaybına Neden Olacak Şekilde Çalışma Sürecinin veya İşyeri Organizasyonunun Olumsuz Yönde Etkilendiğinin Kabul Edilmesi Halinde Geçerli Fesih Nedeninin Kabul Edilmesi Gerektiği )
• İHTAR ÇEKİLMESİ ( Çalışma Sürecinin veya İşyeri Organizasyonunun Olumsuz Yönde Etkilendiğinin Kabul Edilmesi Halinde Geçerli Fesih Nedeninin Kabul Edilmesi Gerektiği - Ancak Bunun İçin İşçiye Önceden İhtar Çekilmesi Gerektiği )
• İŞÇİNİN KUSURUNA DAYANMAYAN DAVRANIŞLARI ( Kural Olarak İşverene İşçinin Davranışlarına Dayanarak Sözleşmeyi Feshetme Hakkını Vermediği )
4857/m.17,18,21,25
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali geçerli fesih nedeni olabilir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arz edebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahmini teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmelinde rol oynayacaktır.İşçinin ücretinin borcu nedeniyle haczedilmesi, istisna en davranış nedeniyle feshi geçerli kılmalıdır, işçinin ücretinin sık sık haczi nedeniyle, objektif bir bakış açısı altında, işyerinin, örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin kabul edilmesi halinde geçerli fesih nedeninin kabul edilmesi gerekir. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi yerinde olacaktır.
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin işverence geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının ücretinde bulunan haczin kaldırılmasına yönelik herhangi bir işlem yapmadığı için davranışı nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının ücretindeki haczi kaldırmaya yönelik işlem yapmadığı gerekçesinin davalı tarafından herhangi bir delille ispatlanamadığı, haczi kaldırmanın toplu para bulmayı gerektirdiğinden çoğu durumda maaşından başka geliri bulunmayan işçilerden beklenemeyeceği, işçinin işyeri dışındaki olumsuz davranışının işin ve işyerinin normal işleyişini etkilemediği sürece geçerli fesih nedeni sayılamayacağı, borcunu ödememenin yaptırımı olarak maaştan haciz yoluyla kesinti yapıldığı, borcu olan işçinin sırf bu nedenle iş sözleşmesini feshetmenin onu aynı eylemden dolayı iki kere cezalandırmak olduğu, ayrıca işyerindeki çok sayıda hacizli personelden az bir kısmının iş sözleşmesinin feshedilmesinin, eşit davranma yükümlülüğüne ve feshin son çare olma ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş Kanunu'nun 18. maddesinin 1. fıkrasına göre, işveren, iş sözleşmesini işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle geçerli olarak feshedebilir. işverenin iş sözleşmesinin süreli feshim geçerli kılan işçinin davranışları, İş Kanunu'nun 25. maddesi gereğince haklı nedenle derhal feshe neden olacak ağırlıkta bulunmamakla birlikte işyerinin normal işleyişini ve yürüyüşünü bozan, iş görme borcunun gerektiği şekilde yerine getirilmesini engelleyen ve işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkileyen hallerdir, işçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve erik açıdan onaylanmayacak bir tutumu, işyerindeki üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Başka bir anlatımla, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içerisinde beklenemeyeceği durumlarda, fesih için geçerli nedenin bulunduğu kabul edilmelidir.
Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali geçerli fesih nedeni olabilir ( KR/Etzel,G., §1 KSchG Rdnr. 400 sh.123 ). Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına da-yanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arz edebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahmini teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmelinde rol oynayacaktır ( Stahlhacke, E./Preis, V.Nosen, R., Kündigung und Kündigungschutz im Arbeitsverhaltnis, 8. Aufl., München 2002, Nr. 1168 sh.468 ).
İşçinin ücretinin borcu nedeniyle haczedilmesi, istisna en davranış nedeniyle feshi geçerli kılmalıdır, işçinin ücretinin sık sık haczi nedeniyle, objektif bir bakış açısı altında, işyerinin, örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin kabul edilmesi halinde geçerli fesih nedeninin kabul edilmesi gerekir. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi yerinde olacaktır.
Somut olayda, davacı işçi hakkında değişik alacaklılar tarafından çok sayıda icra takibi yapıldığı ve ücretine hacizler konulduğu, iş sözleşmesinin ihtara rağmen ücreti üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik işlem yapmaması nedeniyle İş Kanunu'nun 17.maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre davalı şirket Genel Müdürlüğünce ücret ve diğer alacakları üzerine haciz konulan personelin durumlarını düzeltmeleri konusunda 16.3.2004 ve 10.1.2007 tarihli iki adet genelge yayınlandığı, davacıya da iş sözleşmesi feshedilmeden önce çalışma huzuru ve verimliliğin sağlanması açısından ücreti üzerindeki hacizlerin 2 aylık süre içerisinde kaldırılması ihtarı verilmiştir. Buna rağmen davacı ücreti üzerindeki hacizleri kaldırmaya yönelik işlem yapmamıştır. Davacının bu davranışı fesih için geçerli neden teşkil ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1- )Karadeniz Ereğli İş Mahkemesinin 13.2.2008 gün ve 926-82 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2- )Davanın REDDİNE,
3- )Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4- )Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı ( 20 )YTL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- )Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 500 YTL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- )Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine kesin olarak, 24.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YORUM
Bu karar emsal alınabilinir mi. Buna baştan hayır demek mümkündür.
Yargıtay kararında istisnai hallerden bahsediliyor ve bu istisnai halin "Maaşına sık sık haciz gelen işçinin işyeri çalışma düzenini bozması halinde, durumu düzeltmesi ihtar yoluyla istenmesine rağmen , düzelme olmazsa..." koşulu ile gerçekleşmiş olabileceğine vurgu yapılıyor.
Yargıtay 9. HD sinin verdiği kararlar açısından birbiriyle çelişir gibi görünen bir çok karar olabilmekte. İş hukukundaki çeşitli ibraname türlerinin geçersizliğine dair 10 larca karar GÖRMEK MÜMKÜNDÜR.. Yine aynı ibraname türlerinin geçerli olduğuna dair 10 larca karar , Yine bordroya imza atılmış olduğu durumlarda işçilik alacaklarının ihtirazi kayıt olmadan tutulmuş bulunan bordrolara göre hesaplanması gerektiğine dair 10larca karar , Yine imzalı bordrolar bulunması halinde dahi hatta bordroyu bir tarafa bırakın bölge çalışma müdürlüğünün tuttuğu (işçinin imzası bulunan) tutanak bulunmasına rağmen meslek odalarından maaş araştırması yapılması gerektiğine dair 10 larca karar bulunabilir.
Netice olarak 9 HD sinin hemen hemen hiç bir konuda köklü içtihadı bulunmamaktadır. 
DOĞRU OLANI DA BUDUR. 
İş hukuku davaları birbirine örnek olmaz. Emsalde (her ne kadar bizde Yargıtay kararlarını emsal olarak kullansakta)olmaz . Çünkü iş hukukundaki her davada işverenin veya işçinin özen yükümlülükleri ayrı ayrı incelenir. Hakimin takdir alanı geniştir. İş bu durumda yukarıdaki kararın emsal niteliği teşkil etmediğini, orada belirtilen hususun özel nitelikte olduğunu düşünüyorum. Kaç firmada hukuk departmanı var ülkemizde, yada kaç firmada kadrolu muhasebeci çalışıyor.
Yani maaşına her haciz gelen işçinin işten çıkartılmasının mümkün olmadığını, bunun emsal teşkil etmediğini düşünüyorum.
OLAY ÇOK CİDDİ
"Bugünkü kriz ortamında bir işçinin maaşına üçüncü kişilerce, özellikle bankalarca el konulması çok yaygın bir uygulama. Bu daha da artacak. Bir işçinin maaşına haciz konuldu diye işine son verilmesi, ne kadar doğru bir hareket olabilir?"
Yaşadığımız kriz ortamında, işçi de işveren de adeta burnundan soluyor. Maaşına icra gelen işçinin bu gerekçeyle işine son verilmesi, ileride ciddi sorunlara neden olabilir
Ancak çalışanlara bir tavsiyemiz ne hacizlik olun ne de bu tür olaylara muhatap olun