Kapıcının Kızı / Erol Kara
İki çift simsiyah gözün ellerin birleşmesi, dudakların kaynaşması ve iki bedenin bir bütün olması..
Saray avizelerini andıran kristal ışık çağlayanı altında yer yer aydınlanan, yer yer gölgeye dalan iki gencin vücudu, ipek halının üzerinde boylu boyunca uzanmıştı. İkisinin de iyice bildiği bir gerçek vardı. Bir çıkmaz içinde idiler. Mutluluk ve hüznü, aynı anda yaşıyorlardı. Mutluydular. Birbirlerini delice seven iki kalbin, iki beden üzerinde yarattığı etkisi ile birbirlerinin olmuşlardı..
Hüzünlüydüler, iki gencin tek korkusu da aileleriydi.
Genç kız, yaşamının en değerli çeyizini sevdiği gence teslim etmiş, kadınlığının ilk anlarını yaşarken, gözlerini kristal avizenin yansıyan ışık hğzmesine diken delikanlı, fısıldıyarak ona sokuldu.
- Seni seviyorum Serap, dedi ve devam etti..
- Seni ölesiye ve öylesine çok seviyorum ki, hiç kimse bu aşkımıza mani olamayacak. Karımsın artık, benim..
-Korkuyorum, Sezgin... Seninkiler beni istemezler, ayıracaklar. Keşke... Keşke böyle bir şey yapmasaydık
*****
Devamı aşağıda
"Kapıcının Kızı" isimli öyküm 1985 yılında Gazeteci Yazar Burhan Felek anısına "FELEK YAYINCILIK" tarafından “YAŞAYAN ÖYKÜLER DİZİSİ" adı altında bir çok öykü ile birlikte aylık olarak yayınlanan kitaplarda yer almıştır.
"Kapıcının Kızıa" adlı öyküm bu serinin "Sevgiliye Mektup" adlı bölümünde yayınlanmıştır.
Öyküde geçen olaylar tamamen yaşanmış olarak yazılmıştır. İnternetin ve cep telefonlarının olmadığı o yıllarda kitap, gazete, dergi okuyanların sayısı o kadar çoktu ki, bayiler zaman zaman yayınları müşteriye yetiştiremiyordu. Talep o denli fazla idi ki yayınevleri bile söz verdikleri tarihlerde tiraja yetişemiyorlardı.
Diğer öykülerim site içerisinde yer almaktadır.
Social Plugin