Hangisi tür çalışma şeklinin seçerse seçsin, tüm avukatlar kendilerinden istenen hukuki işlemleri yapmakla yükümlüdür.
Avukatlık Kanunu da bu yöndedir.
Ancak, bazı müvekkillerin avukatlarını kendi hırsları uğruna kandırdıkları da ortaya çıktı. Bilhassa pazarlama, oto kiralama, galeri, komisyoncu vs gibi mesleklerde hizmet verenlerin müşterilerini önce aldattıkları daha sonra da avukatlar yoluyla icralık ettiklerine dair söylemler giderek artmaya başladı.
Bir aukat, ofisine gelen birinin davasını alabilir. Dava eden ne kadar haklı ne kadar haksız, ne kadar dolandırıcı zihniyetli ne kadar doğrucu bilemez. Ne var ki, avukatlar önlerine gelen dava teklifinin ön araştırmasını yapmadan da vekaleti de alırsa art niyetli kimselerin de tuzağına düşebilir.
"Müvekkilden de şüphelenelim" diyelim ve avukatların bir işi almadan önce müvekkilini de şüpheli sıfatı ile gözlem altında tutmaya çalışmasını tavsiye edelim.
İşte bunlardan birini, bize yansıtan bir hukuk bürosunda çalışan stajyer avukatın başına gelenler;
"Bir hukuk bürosunda çalışırken önüme gelen 12 ayrı kişiye ait ödenmemiş senedin takibi yapılması gerekti.
Tüm senetler bir otomobil kiralama firmasına aitti ve senetlerin tahsili gerekiyordu.
İcra takibini yapmadan önce, muhataplarla görüşmeye başladım. Hangi senet sahibini arasam anlattıkları karşısında şok oluyordum.
Karşımdaki insanların çoğu da makam mevki sahibi kimselerdi. Yan yana olsalar anlaşarak konuşuyorlar diyeceğim ama öyle değildi. Zira hepsi araç kiralarken imzaladıkları senetlerin, araba teslim edilirken kendilerine verilmediğini her gidişlerinde farklı insanların karşılarına çıkarak "yetkili yok", "kasa kapalı" "sonra uğrayın" tarzı cevaplar verdiklerini söylediler.
Kısacası, senetler haksız bir şekilde senedi imzalayan kimselere geri verilmemiş, İnsanlar oyalanmış. kasten kandırılmış mağdurlar idi.
Tabi, hukuk bürosu sahibi avukata da durumu anlatıp, senetlerin geri verdik.
Eğer, ön araştırma yapmadan senetleri takibi koysaydım hem o firmanın tuzağına hukuk bürosu olarak biz düşecektik, hem de sayısız itirazın iptali davalarıyla uğraşacak adımız farklı çıkacaktı.
Tüm senetler bir otomobil kiralama firmasına aitti ve senetlerin tahsili gerekiyordu.
İcra takibini yapmadan önce, muhataplarla görüşmeye başladım. Hangi senet sahibini arasam anlattıkları karşısında şok oluyordum.
Karşımdaki insanların çoğu da makam mevki sahibi kimselerdi. Yan yana olsalar anlaşarak konuşuyorlar diyeceğim ama öyle değildi. Zira hepsi araç kiralarken imzaladıkları senetlerin, araba teslim edilirken kendilerine verilmediğini her gidişlerinde farklı insanların karşılarına çıkarak "yetkili yok", "kasa kapalı" "sonra uğrayın" tarzı cevaplar verdiklerini söylediler.
Kısacası, senetler haksız bir şekilde senedi imzalayan kimselere geri verilmemiş, İnsanlar oyalanmış. kasten kandırılmış mağdurlar idi.
Tabi, hukuk bürosu sahibi avukata da durumu anlatıp, senetlerin geri verdik.
Eğer, ön araştırma yapmadan senetleri takibi koysaydım hem o firmanın tuzağına hukuk bürosu olarak biz düşecektik, hem de sayısız itirazın iptali davalarıyla uğraşacak adımız farklı çıkacaktı.
*******
Bunu yazmamızın sebebi, geçmiş günlerde 10'dan fazla avukatın, yüzlerce vatandaşı aslı astarı olmayan kargo parası ödemediği için arayıp, para tahsil etmeleri, icra ile korkutmaları veya icraya vermeleri üzerine yapılan şikayetler sonucunda dolandırıcılıkla suçlanmaları haberini okurken aklımıza gelmişti.
Her ne kadar avukatların içerisinde çürük zihniyetli olanlar bulunsa da bilhassa genç avukatların art niyetli kişilerin vekilliğini alırken, kendilerine dava açması için gelenlerin karakterlerini bilmedikleri için, karşılarındaki ne kadar dürüst olduklarını, samimi olduklarını anlayamayacağı içim bu tür tuzaklara düşerek mazlum insanların mağduriyetine istemeden de olsa sebep oldukları da aşikardır.
Bu arada, gerçekten dolandırıcı zihniyeti ile çalışmak isteyenler de yok değildir.
Erol Kara @bizdenoku
Bunu yazmamızın sebebi, geçmiş günlerde 10'dan fazla avukatın, yüzlerce vatandaşı aslı astarı olmayan kargo parası ödemediği için arayıp, para tahsil etmeleri, icra ile korkutmaları veya icraya vermeleri üzerine yapılan şikayetler sonucunda dolandırıcılıkla suçlanmaları haberini okurken aklımıza gelmişti.
Her ne kadar avukatların içerisinde çürük zihniyetli olanlar bulunsa da bilhassa genç avukatların art niyetli kişilerin vekilliğini alırken, kendilerine dava açması için gelenlerin karakterlerini bilmedikleri için, karşılarındaki ne kadar dürüst olduklarını, samimi olduklarını anlayamayacağı içim bu tür tuzaklara düşerek mazlum insanların mağduriyetine istemeden de olsa sebep oldukları da aşikardır.
Bu arada, gerçekten dolandırıcı zihniyeti ile çalışmak isteyenler de yok değildir.
Erol Kara @bizdenoku
Social Plugin