Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

BizdenOku - Doğru Bilgi

Yemek Zehirlenmelerinin Hastane Masraflarını Üretici Ödesin

Toplu Yemek (Hazır Yemek) Sektörü hızla çoğalıyor. Bilhassa mevlit ve düğün günlerinin en çok tercih edilen sektöründen kötü kokular geliyor. Ve son zamanlarda artan zehirlenmeler gündeme sık sık oturuyor.
Genellikle sanayi kuruluşlarında, fabrikalarda, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, kamu kuruluşlarında, hastanelerde ve okullarda tercih edilen toplu yemek üretim firmaları günü birlik toplantıların da yemek alternatifi olarak tercih edilmeye başlandı. Cenaze, mevlit günü ve düğünler için hazır yemek üretim (catering) firmalarının kapısı çalınmaya başladı. Ancak, aralarında ciddi işletmelerin de bulunduğu hazır yemek sektöründe merdiven altı işletmeler de yok değil. Hijyen ve gıda kalitesinin önemli olduğu bu işletmelerin dağıttıkları yemeklere artık müşteriler güvenli olarak bakmamaya başladı. Zira, son zamanlarda iyiden iyiye artan gıda zehirlenmeleri de giderek çoğalmaya başladı.
Toplu gıda zehirlenmesi neticesinde ağrılı olayların yanı sıra zayıf bünyeli kimselerin bir iki gün tedavi altına alındığı da biliniyor. Ne yazık ki, gıda zehirlenmelerine sebep ola yemeklerin üretimini yapan firmaların bu durum nedense hiç dikkate alınacak, önemsenecek bir durum da arz etmiyor. Çünkü bir yaptırım olmaması yüzünden parasını alıp, hesabı kapatan yemek firmaları mağdur olan vatandaşın yaşadıklarını önemsemiyor. Yedirdiği zehirli yemekle ve aldığı paranın sevinciyle keyfine bakıyor.
Oysa, bu tür durumların önüne yemek fabrikasının denetiminin, deposunda bulundurduğu malzemenin ne boyutlarda olduğu incelense de toplu olarak zehirlenme vakalarının meydana gelmesinden dolayı firmaların cezalandırılması gerektiğine inanıyoruz.
Her ne kadar hem Anayasa'da hem de Türk Ceza Kanunu içerisinde gıda ile insanların zehirlenmelerine yol açanlara verilen hapis cezalarının varlığı söz konusu olsa da, şikayet edilmediği için gelip geçen vakaların yaptırımları da uygulanmamaktadır. Oysa toplu gıda zehirlenmelerinde olsun, tarihi geçmiş, bozulmuş ürünlerin insan sağlığını tehdit eden boyutları tespit edildiğinde şikayete gerek kalmadan savcılar tarafından takibat açılıp soruşturmaların ve yaptırımların yerine getirilmesi gerekmektedir.
En azından (TCK Madde 186) "bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçunun basit halinin cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 1500 güne kadar adli para cezasıdır. Resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek veya sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde ceza 1/3 oranında artırılacaktır." diyen kanunlarımız varlığını korusa da hastanelerde yaşanan olayların arkası takip edilmemektedir.
Bununla birlikte vatandaşın sırtına yüklenen hastane masraflarının bedeli de mağdur olan vatandaşa kesilmektedir ki, bu da haksızlıktır. Bu nedenle savcıların zehirlenme vakalarının vuku bulması halinde soruşturmaya başlayıp gereken yasal yaptırımlar yerine getirilirken hastane masraflarının da kişilere ya da devlete fatura edilmeden direk yemek üretim firmalarına mahsup edilmesi gerekmektedir.

Erol Kara - @bizdenoku